Son yıllarda içi bomboş ama sürekli sürekli sürekli her yandan duyduğumuz sözcükler, davranışlar, eylemler. Midemiz bulandı, yeter! Bunlardan birisi de “kumpas”
Öncelikle kumpasın mecazi manası nedir?
-Kumpas: tuzak.
Sanırsınız ki insanlığın kurtuluş reçetesi bulundu, birileri bir <kumpasla> bu reçeteyi çaldı, insanlığın geleceğine sekte vuruldu..
Öyle dillendiriliyor ki bu kumpas mevzusu, matbaacı kumpasına kıstırılmış gibi hissediyorum.
Her şeyden öte, bu yazıyı ‘vicdanım’ istediği için yazıyorum!
Küme düşme hattında bulunan takım ile bir maç oynadık geçtiğimiz günlerde. Alışılageldik üzere ‘eğitilmiş’ kimseler görevlerini başarı ile icra ettiler. Bu icracıların eğiticileri ise her zaman ki gibi asli görevlerini yerine getirdiler.
Sportif ve mali olarak en dipte olan bu kimseler, sahip oldukları dünyalıklarla her şeye güç yetireceklerini, bu başarısızlıkların üstünü her zaman yaptıkları gibi bu türlü yollarla kapatabileceklerini sanmaktalar. Ama Galatasaray var olduğu sürece sadece sanacaklar!
Hayatları boyunca dişe dokunur bir başarı elde edemeyenlerin, günü kurtarmaktan başka yol bulamayanların, algılardan başka ortaya koyacak bir şeyleri olmayanların, amaçları sadece Galatasaray’ı yenmek olanların Galatasaray’a bu türlü düşmanlıklar gütmesi pek doğaldır. Zira mazilerinde övünç kaynağı olacak ve hedef gösterecek konuları, yüz yıl sonra dahi övüne övüne anlatacakları bir hatıraları yoktur, olmayacaktır!
Galatasaray Avrupa’nın en elit turnuvasında şampiyonluk hayali kurarken, bu gibiler kümede kalma ve sadece Galatasaray’ı yenebilmeyi başarı sayacaklardır. Çünkü vizyon budur, zihniyetler bu kadar dar ve ufaktır.
Kurucumuz Ali Sami Bey kuruluş gayemizi ve amaçlarımızın özünü böyle tarif etmiştir:“Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek.” Galatasaray nefretleri arşa ulaşmış, kümede kalmak için çabalayanların tek gayesi ise Galatasaray’ı yenmektir. Kurucumuz 100 küsür yıl önce ortaya bu ulvi amacı ortaya koymuşken, küme düşmemek için mücadele edenlerin 2018’de dahi tek hedefleri Galatasaray’ı yenmektir. Galatasaray’ın aldığı ve bu gibi kimselerin yanına dahi yaklaşamadıkları Avrupa zaferlerine ‘mazi’ diyenlerin 2002 senesindeki 6-0’lık galibiyetleri tarihlerindeki tek başarı olarak kutlamakta, o sezonu da 6. sırada bitirdiklerini unutarak bunu yapmaya devam etmektedirler. Bizim seviyemize tarihlerinin herhangi bir döneminde gelemedikleri gibi, gelemeyeceklerdir. Belki de kıvrandıkları, kendilerini içten içe bir kanser hücresi gibi yiyip bitiren, yıllardır bunun hazımsızlığı içinde sinirden ve bol miktarda başarı açlığından feryat figanları bu sebeptendir. Öyle bir psikoloji ki, maç sonu koridorda Fatih Terim karşısında düğme ilikleyenler, bir zaman sonra Fatih Terim’e isim vermeden yakışıksız ima yapıyorlar. Neden yüzüne söylemediniz?
***
Türk futbolunun tartışmasız en büyüğü Galatasaray’dır. Aksini iddia edenler Avrupa’dan kupalar getirerek iddialarını ispatlamak zorundadırlar! Türk futbolu Galatasaray’la dış dünyaya açılmış, yeni ufuklar kazanmış, tarihe altın harflerle şerefli adını yazdırmıştır.
Ama gelin görün ki bu güzide değerin TÜRK BAYRAĞINI Avrupa’da temsile çıktığı gün bazı kurumların kurullarına Galatasaray’ın Başkanı, 2. Başkanı, Efsane Hocası Fatih Terim, teknik-idari heyet ve futbolcularımızdan bazılarının cezai sevkleri gerçekleşmiştir. Tarih bu tarifsiz, seviyesiz durumu elbet açık ve net olarak yazacak, buna vesile olanlar ise tarihin keskin ve dürüst mahkemesinde yargılanacak ve büyük mahkeme olan millet vicdanında hak ettiği yeri alacaktır!
Türk futbolunu yönetenler bir Türk takımının, TÜRKİYE‘yi temsil edeceği gün bu sevkleri alelacele neden yapmıştır?
Haftanın diğer günleri torbaya mı girmiştir?
Bu durumda herhangi bir kasıt olmadığını iddia edecekler hangi gerekçeye sığınacaklardır?
Bir Türktakımının temsil gününde bunu yapanlar hangi milletin futboluna hizmet etmektedirler?
Ülke futbolunun geleceği açısından da önemli kazanımlar ya da kayıplar olabilecek böyle bir maçtan önce bu kararları açıklamak hangi yöneticinin, hangi vicdanın, hangi adaletin ürünüdür?
Türk futbolunda düzeni, huzuru, sakinliği ve sürdürülür başarıları sağlamak bu yöntemle mi olacaktır?
ALDIĞI BAŞARILARLA OTURDUĞUNUZ KOLTUKLARA EN BÜYÜK KATKIYI YAPMIŞ GALATASARAY’I BÖYLE BİR AVRUPA MAÇI ÖNCESİ OLUMSUZ HAVAYA SOKMA ÇABANIZ KİME, NEYE, KİMLERE, HANGİ İHALE ORTAKLARINA, HANGİ GÜÇLERE, HANGİ KİMSELERE HİZMET ETMEKTİR? BU ŞEKİLDE Mİ TÜRK FUTBOLUNU İLERLETECEKSİNİZ???
***
Büyük Galatasaray’a ve O’nun taraftarına, mensuplarına ve yüce Türk milletinin vicdanına bunu açıklayamayacaksınız!
‘Evrakta sahtecilik’* suçundan yönettiği kulübünü maddi-manevi zarara uğratanların, mevcut yönetimlerinde şeffaflık, düzen elbet olmayacaktır!
Oluşan durumlara ceza verebilen, ceza verebilmek adına bir şeyler üretebilen kurullarınız ve o kurulların başındakilere -hak ettiğiniz- cezaları kim verecektir? Hoca konuşur ceza, yönetici konuşur ceza, topçu tweet retweet eder ceza, paylaşım ceza, futbolcu “Yukarıda Allah var” işareti yapar ceza, yahu bir tane makam sahibi oldunuz diye siz kendinizi insanlıktan önde falan mı görüyorsunuz? Yaptığınız yanlışlara, talimatlı personellerinize, karanlık zihinlere, düşmanlık güdenlere, nefret kusanlara cezayı kim verecek???
Bu yanlış işleyişe cevabımızı daha iyi, daha başarılı, sahada takır takır topunu oynayan Galatasaray olarak vereceğimizden de kimsenin şüphesi olmasın! Allah’ın adaleti büyüktür…
Kümede kalmaya çalışanlar, sahi neden sürekli bu işlerin içerisinde varsınız?
İşler yolunda gitmez “kumpas var”,
İlişkiler doğru yönetilmez “kumpas var”,
Yayın kabloları kesilir “kumpas var”,
Türlü kuralsızlıklar olur “kumpas var”,
Centilmenlik dışı işleri yıllardır yaparsınız “kumpas var”,
Oyuncularınız türlü yanlış yapar bir karar çıkar “kumpas var”,
Polis otolarını yakarsınız, kamu malına zarar verirsiniz “kumpas var”,
Eski haber müdürünüz fetöden hapis cezası alır, ama size sorsak paso “kumpas” !
Yahu ülke gündemine de, size de yazık. Madem bu kadar “kumpas”a maruz kalıyorsunuz, e kapatalım sizi, ülke de bunlara maruz kalmasın siz de! Sürekli ama sürekli “mağdurum-mazlumum-haklıyım”
***
Bu düzene eski bir şiirden uyarlayacağım bir kaç kelamım olacak;
Ey çarpık düzen sahipleri, ey günün ‘güçlüleri’;
Duydum ki, yanlış kararları edip de fora;
Sindirecekmişsiniz güya bizi kol kola!
Buyursunlar… Mücadele bizim için düğündür;
Algı sizin, düzen sizin, büyüklük yine bizimdir!
Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa,
Galatasaraylı başarıya gider öyle koşa koşa!
Hem kurumdan, hem kuruldan kararlar getir;
Yine de son söz bizlerindir!
Ali Sami Bey’lerin kurduğu değer;
Ata’ya suiakastçilerden elbet üstün bir değer!
Yancılarınızı alınız da yanınıza,
Görelim sizi de gidin bakalım Avrupa’ya!
Söyle, kara-lacivert gömlekliler etmesin keder;
Mücadele, mücadele bir gün mukadder!
Gerçi bugün eskisinden daha da diksin;
Fakat biz yine Galatasaray, sen hep aynısın!
Tarihteki eski <düzen> hoş bir hayaldir,
Hayal sizler de SADECE olan bir haldir!
Bu hayaller zamanları hızla aşmalı,
Galatasaray’ınkiler gibi başarılar kazanılmalı!
Günlük işleri kovala kovala dur,
Ancak yüz yıldır olduğun yerde otur otur dur!
Gelin üstümüze ne varsa elinizde,
Gün gelir hesap verirsiniz üstünlüğünüzle(!)
“Cimbom başı dik yürür” bilirler elbet,
Sahada cevapları alırlar elbet!
Gün benim diye aldanma sakın,
Galatasaray dikelince hep kalın sakin(!)
Kurullar, kararlar, cümleniz boş gelir;
30 milyon Galatasaraylıya alayınız az gelir!
Bir gün yine ederiz adaletli(!) güreşi,
Kaldırırız Kadıköyü’nde yine kupalardan bir eşi!
Algılarınız, art niyetleriniz, yapabileceklerinizin sınırsızlığı dahi zerre endişe vermiyor, vermeyecek. Biz Galatasaray’ız, her zaman ki gibi güçlü olacağız!
Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe’nin puan kaybetmesiyle birlikte yine bir 12 Mayıs akşamı şampiyonluğumuzu ilan edeceğimizi düşünmüştüm. Ancak Karagümrük beklediğimden kompakt bir direnç gösterirken Galatasaray ise...
Ligin en güçlü kadrosunu en istikrarlı sürecine girmiş takvimler Mayıs ayını gösteriyor. Ali Sami Yen Mayıs ayının akşam güneşini içine çekiyor. Sahada, tribünde, sokakta,...
Zorlama bir çabayla yarışta tutulan rakibimiz geçen hafta alışkın olduğunun aksine son dakika penaltısıyla puan kaybedince ligin seyri iyice lehimize döndü. Bir tarafta yüzünden...