Kadro Tercihi
Son haftalarda aldığımız olumsuz neticeler şampiyonluk ümidimizi yitirmemize sebep verse de rakiplerin puan kaybetmesiyle ‘’Acaba olur mu?’’ diyoruz. Bizi umutlandıran faktörün kendi oyunumuz değil de rakiplerin puan kaybı olması da ayrıca üzücü bir durum.
Kadrolar açıklandığında Oğulcan’ın epey bir zaman sonra ilk on birde başlayacağını, Yedlin’in sağ bekte Ömer’in sol bekte görev yapacağını gördük. Orta sahada ise Etebo, Emre Akbaba ve Gedson üçlüsüne yer verildi.
Güçsüz Oyun
Babel, Oğulcan ve Mostafa’dan oluşan hücum hattımızın Akbaba ve Gedson’un ile desteklemesiyle oldukça hareketli ve etkili bir oyun sergileyeceğimizi düşündüm. Kâğıt üzerinde ya da kafanızda maçı oynadığınızda olumlu özellikler vadeden bu isimlerin sahadaki yetersizlikleri on beş yirmi dakika içinde kendini gösterdi. Karagümrük takımındaki eksikleri de hesaba katarak zor da olsa maçı kazanacağımızı tahmin ettim. Ne yazık ki arzuladığımız netice ortaya çıkmadı. Bunda birden çok etken var. Birincisi oyunumuzun güçsüzlüğü ve fiziki bakımdan yetersizliğimiz, ikincisi hakemlerin ortak niyetleri diğeri ise ruhsuzluğumuz. Nitekim yazının başlığı da o minvalde ortaya çıktı. Bir tarafta organize bir kötülük VAR(!)’ken diğer tarafta da buna çanak tutan bir Galatasaray vardı. Çanak tutmak derken sahadaki oyunun, rakibi ve hakemi yenecek güçte olmamasından bahsediyorum.
Zaaflarımızdan Kurtulamadık
Maç başladığında dört oyuncuyla birlikte ön bölgede baskı yaptığımızı hepiniz gördünüz. Mohamed, Oğulcan, Babel ve Emre Karagümrük ceza sahası civarında pas akışını bozmaya çalıştı. Maalesef bunda pek başarılı olamadık çünkü rakip takım ayağa etkili ve isabetli paslarla o baskıdan kurtulmayı başardı. Biz kimi zaman top kazandık ama onu da etkili kullanamadık. Kaldı ki Karagümrük takımı bizim öndeki dörtlü setimizi geçince arkadaki inanılmaz boşluklar sayesinde pozisyona girdiler. Etebo’nun zayıf performansı bizi hem savunmada hem hücumda bayağı zorladı.
İlk yarıda bizim adımıza akılda kalan iki pozisyon vardı. İlki Babel’in eline çarptığı gerekçesiyle iptal edilen goldü, diğeri ise Mostafa’nın kafa vuruşuydu. Maçı izlerken acaba nasıl gol atacağız diye düşündüğümde tıkandım zira oyun ışık vermiyordu. Esasen ‘’bir şeyler’’ yapmak istiyorduk ama zaaflarımızı gizleyemediğimiz için her an gol yiyeceğiz tehlikesini maç boyunca hissettik. Ayrıca hücuma çıkarken orta sahadaki oyuncuların ve beklerin yeterli seviyede pas opsiyonu oluşturamaması top kayıplarına davetiye çıkardı. Bu noktalarda yapılan kayıplar da kalemizde pozisyon oluşturdu. Genel anlamda ilk yarıdaki oyun tat vermedi. Buna mücadele noksanlığı ve takım ruhu eksikliği de eklenince üstünlük sağlayamadık.
İkinci yarıya aynı kadrolarla çıktık. Ellinci dakikadan sonra Gedson önderliğinde biraz kıpırdandık. Yine önde baskı yaparak rakibi boğmaya çalıştık ama biraz cılız kaldık. Gedson’un etkili oyununa Babel dışında katkı sunan olmayınca pozisyona giremedik. Elli dokuzda yediğimiz gole maçın iyilerinden Babel’le karşılık verdik. Kılınç’ın ve Soso’nun oyuna girmesi takıma olumlu yansımadı. En nihayetinde bir puana razı olduk.
Organize Kötülük
Donk’un 79.dakikadaki kırmızı kartı ve Kerem’e verilmeyen penaltı, Türkiye’deki hakemlik müessesenin ne denli çürüdüğünü bir kez daha gösterdi. Söz konusu Galatasaray’sa hayli cesur davranan hakemler aynı pozisyonlarda farklı takımlara karşı suspus oluyorlar. Yeter artık! Galatasaray’ın kötü futbolu, etkisiz ve ruhsuz oyunu sizi hiçbir şekilde ilgilendirmez. Bunu fırsat bilip alicengiz oyunlarına yönelmeyin. Kazandığınız paranın hakkını verin. Karakterinize, kişiliğinize ve mesleğinize birazcık saygınız olsun.
Ruhsuzluk
Galatasaray forması giyen oyuncular elbette kimi zaman performans düşüklüğü yaşar. Bu insani bir durumdur. Ancak şu var ki takımın ruhu çekilmiş. Haksız pozisyonlara karşı kabullenme duygusu ve itiraz etmeme hâli Galatasaray’ın futbolcusuna yakışmaz. Bugün sahada yeteri kadar mücadele etmeyen bir oyuncu grubu vardı. İsyan eden, takımı ateşleyen, rakibi oyun anlamında hırpalayan futbolculara ihtiyacımız var.
Son Söz
Bu maçı kazanarak seri yakalamak istiyorduk ama önümüze yine art niyetli engeller çıktı. Evet, istediğimiz futbolu sahaya yansıtamadık ve etkili bir oyun çıkaramadık. Bu, birilerinin bizi doğramasına, adaleti yerle yeksan etmesine, onca alın terine saygısızlık yapmaya cevaz vermez. Biz ayrıcalık değil adil olmanızı istiyoruz. Biz kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih ederiz ama siz ahlaktan ve adaletten bihabersiniz.
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!