Nihayet Sinan!
Galatasaray geçen hafta Karabükspor’a 7 gol atınca ben dahil çoğu Galatasaraylı havaya girdi. Hatta ben şahsım adına bu maçı çantada keklik görüp Kadıköy’e yönelik yazı hazırlıklarıma odaklandım. Hemen maçın başında Donk ve Selçuk İnan’ın ikramını gole çeviren Konyaspor bundan sonra “kale önüne otobüs” ve “çimlerde nasıl yatılır” taktiğine geçti. Ancak gole rağmen buradan çıkamazlar diye düşünen binlerden biriyim. Maçı Gomis’in kaçan penaltısı ve Volkan Şen’in kaçırdığı pozisyona kadar rahat izledim. Devre sonunda hem Konya’nın hem Galatasaray’ın kaçırdığı golleri görünce ikinci yarı “otobüs+kontra atak taktiği” bu maçı ve Kadıköy derbisini birlikte etkiler mi diye düşündüm. Bu algımın oluşmasında son haftaların formda oyuncuları Rodrigues ve Donk’un ilk yarıdaki etkisiz oyunu ve aklımdaki “Gomis’in şanssız günü bugün mü acaba?” sorusu etkiliydi.
İkinci yarıya Fatih Terim beklemediğim iki değişiklikle başladı. Oyun pozisyon bulma ve baskı kurma yönünden bence iki değişiklik istemiyordu. Gününde gözükmeyen Donk yerine Fernando belki maçı normal koşullarda çevirmeye yetebilirdi. Ancak Fatih Hoca Fernando’yu böyle stresli bir anda düşünmediyse demek ki Fernando hazır değil. Mariano değişikliğinin nedeni de sanırım görmüş olduğu sarı kartla riskli oyunda eksik kalmak istememesiydi. Neticede Fatih Hoca Sinan Gümüş’ün 1 gol ve 1 asisti ile maçı çevirmiş oldu.
Kısa Kısa
- Muslera: Uzun süre sonra ilk kez kalede güven verdi. Maçın sonunda Konyaspor’un kullandığı korneri çıkıp alınca sezonun ilk devresinde yenilen golleri düşünmeden edemedim. Umarım Muslera bu sezonun en iyi maçını Kadıköy’de çıkarır.
- Mariano: Derbide en çok görmek istediğim oyunculardan biriydi. Herkesin 2 haftadır sarı kart görürse derbide oynamayacak tedirginliği bu maçta gerçekleşmiş oldu.
- Serdar Aziz: Bugün maça çok kötü başladı. Ayağını ne zaman uzatsa faul oldu. Bunlardan birincisinde de Konyaspor’un golü geldi. Haklı bir itiraz da olsa korner kararına itirazdan sarı kartı bence çok gereksiz gördü. Her an terse dönebilecek maçta ikinci sarıyı görüp hem bu maçı hem de Kadıköy’deki maçı etkileyebilirdi.
- Maicon: Bazen ikinci bir sağ bek gibi sağa açılması takıma katkı veriyor gibi görünse de bu her maça uygun bir açılım değil bence. Mariano, O sağa indikçe çizgiye sıkışıyor ve verimi azalıyor. Maicon’un ofansif düşüncesini anlasam da biraz daha fazla stoper olduğunu kendine hatırlatmalı.
- Nagatomo: Eğer bu maçta Latovlevici olsaydı maçın ikinci yarısı bu kadar rahat geçmezdi. Çift ayaklı ve iyi bir bek ne kadar da kıymetliymiş bu maçta bir kez daha anladım. Asisti bile yok denen Nagatomo, futbol stiline uygun bir takım bulunca kendini ne güzel de gösterdi. Sezon bitene kadar 3 asist daha bekliyorum.
- Donk: Bugün Sivasspor maçından sonra ilk kez kötü bir günündeydi. Fernando’nun hazır olmadığını düşünürsek haftaya Donk’un tekrar güçlü dönmesini dilemekten başka çare yok.
- Selçuk İnan: Eski günlerinde olmasa da maçın içinde ve elinden geleni yapıyor. Haftalardır golü çok istiyor umarım Sinan Gümüş’ün bugün attığı gibi 3 puan getirecek bir gol atar.
- Belhanda: Galatasaray orta sahasında yeri doldurulamaz bir stil. Bugün de çok istekliydi karşılığını golle alamasa da 3 puanla almış oldu. Yalnız son dakikada kaptırdığı topa değinmeden geçemeyeceğim bu tarz anlarda daha dikkatli olmalı. Bu aşama da topu taça atarsın; ama kaptıramazsın.
- Feghouli: Zorluk derecesi yükselmiş maçlarda uzun süredir ilk kez bu kadar etkili gördüm. Yine de Kadıköy’de daha çok konsantre olması gerektiğine inanıyorum.
- Gomis: Bugün bir kez daha takdirimi kazandı. Bu kadar riskli bir maçta gerideyken penaltı kaçırıp hala oyunda tam konsantre bulunması takdire şayan.
- Rodrigues: Son haftaların yıldızı bugünde maçı getiren adam olmak istedi ama ne yazık ki bu konuda başarılı olamadı. Çok anlamlı olmayan bölgelerde çalımı zorlaması ve bir pozisyonda kafayı kaldırmayıp şutta ısrar etmesi bugün sonucu olumsuz etkileyebilirdi. Bence Rodrigues Kadıköy’ün anahtarı olabilecek yegâne kişi, bu maçtaki performansı unutup sezonun ikinci yarısında gösterdiği performansı deplasmana taşımalı.
- Sinan Gümüş: Kedi olalı bir fare tuttu sonunda. Eğer Kasımpaşa maçındaki gibi sahada kaybolsaydı maçı çevirmek daha zor olurdu. Bugün gol ve asistin yanında ikili mücadele kazanma azmi de beni sevindirdi. Umarım sezonun geri kalanında artan oranda destek verir de Galatasaray’ın yeni “Aydın Yılmaz’ı” olmaz.
Konyaspor
Kümede kalma arzusu, Ali Sami Yen’den puan çıkarmanın zorluğu fikirlerini de dikkate alarak maç 0-1 olunca oyunu yavaşlatmak istemelerini anlıyorum. Ancak her şeyin bir adabı var; yavaş kaleci atışı, yavaş taç atışı hadi bunları uygulayın da bu kadar çok yere yatılır mı? Volkan Şen toplam 10 maçta durdurabileceği kadar oyunu durdurdu. Belki bu kadar yatmayı ve zaman geçirmeyi düşünmek yerine bir taktiğe odaklanıp Galatasaray’ı yenmeyi düşünselerdi bugün evlerine mutlu dönerlerdi.
Halil Umut Meler
Bir hakemin görevi öncelikle oyunu oynanır kılmak. Maçın başından beri oyunu yavaşlatan oyunculardan sadece kaleci Serkan’ı uyardı, O’na da 87. dakikada ancak sarı kart verdi. Sadece Volkan Şen’in oyundan çaldığı süre 10 dakikadır. En son sakatlık bahanesinde oyundan çıkmasından sonra oyun yaklaşık 4 dakikada başlayamadı. Bu arada bu kadar oyunu yavaşlatmış takımın oyuncu değişikliği için de beklenmiş oldu. Bunu da “hakemin takdir haklarından” sayacağız herhalde. İkili mücadelelerde de öyle acayip kararlar verdi ki insan böyle hakemlerin düşünce sistemlerini nereden beslediği anlayamıyor. Belhanda ve Mehdi’nin mücadelesinden nasıl faul çıkardığını ve Nagatomo’nun (bence de penaltı olmayan pozisyonda) perde yapan adama çarpmasını faul olarak değerlendirmesini anlayabilen var mı? Bu kadar kolay idare edilecek bir maçı bir şekilde germeyi nasıl başarıyorlar anlamıyorum. Bırakın futbol oynansın, ne görüyorsanız çalın. Bir standart cetveliniz olsun ve amacınız futbol oynatmak olsun. Biz de şuraya “hakem de bugün çok iyiydi yazalım” geçelim bir kere.
Sonsöz
Evet, Galatasaray zor da olsa alması gereken 3 puanı alarak Fenerbahçe’den 6 puan önde bir şekilde Kadıköy’e gidiyor. Bu maça yönelik bir derbi özel yazı yazıyorum. Büyük kısmı bitti. Bir aksilik olmazsa hafta arası derbi havasına girmeden yazıyı yayımlayacağım. O yüzden gözünüz 3numaraliuye.com’da olsun.
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/