ORTA-KAFA-GOL KUMARI

0
164

Galatasaray, Fatih Karagümrük karşılaşmasına Gaziantep maçındaki senaryoya benzer bir senaryoyla çıktı ancak bu sefer istediği sonucu alamadı ve maça istediği gibi başlayamadı…

Galatasaray, rakip takımda Caner Erkin gibi yıllardır defansta problem yaşayan bir oyuncu olmasına karşın ilk yarı boyunca hiç top kaybı yapmamış olan Hedenstad’ın kanadından atak geliştirmeye çalıştı ve bunu defalarca kez denedi. İlk yarı boyunca yalnızca 1 isabetli şutu olan Galatasaray, Emre Kılınç’ın adeta yokları oynadığı, Cicaldau’nun hiç riske girmediği ve sorumluluk almadığı bir ilk yarıyı geride bıraktı. Emre Kılınç, ilk yarı boyunca en az topla buluşan ve en az isabetli pas atan oyuncu oldu. Bir hücum oyuncusu olan Halil, oyunda kaldığı süre boyunca topla daha az buluşmasına rağmen pas isabeti konusunda Emre Kılınç’ı geçmeyi başardı.

Bu etkisiz oyuna rağmen Fatih Terim, Emre Kılınç’ı oyunun 70. dakikasında aldı. Daha erken alacakken neden vazgeçtiği ise merak konusu. Emre Kılınç’ın adeta rakibe asist yaptığı pozisyon olmasaydı ve Babel’in şutu gol olsaydı bu gerçekler konuşulacak mıydı? Kerem’in sağ kanatta görev aldığı maçlarda etkisiz olduğu artık bariz bir gerçek. Üstelik bu daha önce de denendi ve benzer bir sonuç alındı.

Son iki sezonda Şampiyonluğu Başakşehir’e ve Beşiktaş’a kaptıran Galatasaray, bu sezon Şampiyonluk yarışından hâlâ oldukça uzakta. Üstelik bu beraberliğin ardından lider ile olan puan farkı 9’a çıktı. Avrupa’ya yüksek konsantrasyonla hazırlık yapılırken Süper Lig’deki yarış için aynı konsantrasyon gösterilmiyor. Avrupa’da alınan galibiyetler ve beraberlikler sonrasında hedeften bahsedilirken Lig’de alınan mağlubiyet ve kaçan puanlar sonrasında “Genç Takım” vurgusu yapılıyor.

****

Ligdeki rakiplere karşı sabredilirken Avrupa’daki rakiplere karşı aynı sabır vurgusu yapılmıyor. Birçok takımda olduğu gibi Fatih Karagümrük stoperleri de uzun boylu ve fizikli oyunculardan oluşuyor. Buna karşın Galatasaray, maç boyunca çok fazla orta denemesinde bulundu. Tıpkı Gaziantep maçında olduğu gibi rakip stoperleri maç boyunca yan top çalıştıran Galatasaray, aradığı kafa golünü bu maçta da bulamadı. Öyle ki 1.78 boyundaki Biglia, 68. dakikada Benatia’nın oyundan çıkmasıyla kalan 26 dakikada stoper olarak oynamasına rağmen aranılan kafa golü bulunamadı. Halil-Kerem ortaklığıyla rakip savunmayı geçmek yerine ya da Gaziantep maçında olduğu gibi sürpriz şutlarla kaleyi denemek yerine maç boyunca Ömer-Yedlin ile orta-kafa-gol kumarı oynandı.

İlk yarının sonunda oyun Morutan’ı çağırsa da Fatih Terim onu 79. dakikada çağırdı. Taylan-Berkan ikilisiyle merkezi kuvvetlendirip Cicaldau’nun daha fazla sorumluluk alması sağlanabilir miydi? Akabinde Cicaldau’nun Morutan ile yapacağı pas aksiyonları da Caner Erkin’e karşı kullanılabilir miydi? Taylan’ın forma girmesi beklenirken Berkan’ın yıpranması, sakatlanması veya ceza alması söz konusu.

Hem ilk yarı hem de maç sonundaki istatistiklere bakıldığında Galatasaray’ın topa sahip olmasına rağmen üretkenlik ve bitiricilik konusunda sorun yaşadığı görülüyor. Halil’in oynaması bunda etkili olabilir. Halil’in 2. forvet olarak görev aldığı, 2. ve 3. bölge arasında kopukluk yaşanmayacak bir formül bulunmalı. Fatih Terim, ilk yarıdaki oyundan ve plandan memnun olacak ki ikinci yarıya da aynı kurgu ve oyuncularla çıktı. İlk değişiklik ise 63. dakikada gerçekleşen Halil-Mohamed değişikliği oldu.

Fatih Terim’in yenilen golden birkaç dakika önce Emre Kılınç’ı çıkarmaktan vazgeçmesi ve golden hemen sonra çıkarması ise akıllarda kalan bir başka soru işareti oldu. Golden sonra reaksiyon veremeyen Galatasaray, Babel’in üst direkte patlayan şutu dışında rakip kaleye çok az şut çekti. 79. dakikada yapılan 3 değişiklik ile orta saha tamamen boşaltıldı ve Diagne, Mohamed, Barış ceza sahası içinde Ömer Bayram’ın orta açmasını bekledi. 88. dakikada rakibin hatası ve Mohamed’in ısrarıyla durum 1-1’e geldi. Kalan dakikalarda kale önüne kapanan rakip takım başka gole izin vermediği gibi bulduğu fırsatları da gole çeviremedi ve maç bu skorla sona erdi.

Doğru ilk 11 ile maça başlamayan Galatasaray, oyun içi hamleleri ve değişiklikleri de zamanında yapamayınca Trabzonspor ile olan puan farkını 9’a çıkarmış oldu. Bu kumardan zararlı çıkan Galatasaray oldu. 3 puanı almak dururken 2 puan kaybetti. Kazanılan 1 puan gibi gözükse de kaybedilen 2 puandan fazlası oldu. Farkın 9’a çıkması Trabzonspor’un 3 maç kaybetmesini beklemek demektir. Üstelik bu kulvarda başa baş da değilsin. Diğer iki rakibin de seninle yakın puanda…

Sorun Hücum Oyuncularında mı, Hücum Planında mı?

Bir maçta öyle ya da böyle 4 forvet kullanılmasına rağmen hâlâ gol bulmakta sorun yaşanıyorsa sorun hücum oyuncularında değil, hücum planındadır. Maçtan sonra bazı taraftarlar “Oğulcan nerede?” sorusunu sordu. Sayıyı 4 değil, 5 yapsak sorun çözülecek miydi? Belki hatırlayanlar vardır; Slaven Bilic, West Ham’ı çalıştırırken takımında çok fazla forvet olmasına rağmen gol bulmakta sorun yaşıyordu ve hâlâ golcü oyuncu istediğini beyan ediyordu. Takımın yarısı forvet oyuncusundan oluşsa dahi bu çok fazla gol atacağınızın garantisi değil. Çoğunluğun aksine ben, devre arasında forvet oyuncusu alınmasının doğru olmadığını, Galatasaray’ın buna ihtiyacı olmadığını düşünüyorum. Çünkü takımda yeterince farklı profilde oyuncu mevcut. Farklı profilde oyuncular yerine tek bir komple forvet ile istikrarlı bir performans yakalamak mümkün ancak o tip oyuncular da oldukça maliyetli. Eğer öyle bir oyuncuyu yetiştiremiyorsanız veya genç yaşta takıma kazandıramıyorsanız o zaman tek çözüm olarak 30 yaş üstü oyuncular kalıyor. -ki onlar da hem çok maliyetli hem de istenilen verimi veremeyebiliyor-

Neye İhtiyacı Var ve Bu Üretkenlik Problemi Nasıl Aşılır?

Galatasaray’ın banko oynayacak net bir 10 numaraya ihtiyacı var. Ama bunun için 10 numara pozisyona transfer yapılmalı mı? Pekala takım içerisinde de bu problem çözülebilir. Cicaldau, sorumluluk almaktan kaçınacaksa o bölgenin 1. adayı bence Feghouli’dir. Morutan’ın olmamasının nedeni ise sağ kanatta oluşacak oyun kurucu kanat açığı… Feghouli’nin forma girememesi ya da bu sorumluluğu almaması durumunda Morutan, Cicaldau ikilisinden biri denenebilir. Hatta Halil’i de ikinci bir forvet olarak oynatıp bu soruna yama yapılabilir. O bölgenin eksik kalması rakibin topla daha rahat çıkmasını sağlıyor. O pozisyonda oynayacak oyuncu mümkünse rakip takım atağa çıkarken baskı uygulayıp top kazanabilmeli. Evet, burada Belhanda tarifi yaptığımın farkındayım.

Belhanda’yı disiplinsiz hareketlerinden, gereksiz kart görmesinden ve müsait pozisyonda kaleye şut atmamasından dolayı oldukça eleştirdim. Ancak bu mevkide rol alacak oyuncunun bu profilde olması gerektiğini düşünüyorum. Galatasaray, rakip kaleye 30-40 orta açmak yerine çok daha fazla şut atarak gol bulma sorununu çözebilir. Son maçlarda farklı yerlerden ve farklı açılardan atılar şutlar buna en güzel örnek. Ama illa Ömer Bayram maç boyunca orta açsın biz kafa golü atacağız derseniz o zaman ön direğe ve Ömer’in topu en çok gönderdiği bölgeye birden fazla oyuncu yerleştirmeniz gerekir. Yoksa Peter Crouch’u da getirseniz çözüm olmaz. Zira bu maçta Diagne, Mohamed, Barış, Marcao ve Nelsson gibi oyuncular ceza sahasında pozisyon almalarına rağmen golle buluşamadı. Mohamed’in golü de rakibin uzaklaştıramamasıyla ve Mohamed’in ısrarıyla geldi.

Serbest Vuruşlar ve Kornerlere Çözüm Bulunamaması

Galatasaray, yalnızca kullandığı serbest vuruşlar ve kornerler konusunda değil, rakibin kullandığı serbest vuruşlara ve kornerlere karşı da etkisiz. Beşiktaş’tan yenilen iki gol de kornerden ve arka direkten gelmişti. Milli arada bu konuya çalışılmasını çok isterdim ancak hem işin savunma kısmında hem hücum kısmında yer alacak oyuncular kendi Milli takım kamplarında olacak. Dolayısıyla bu problem bir süre daha giderilemeyecek. Çözümü ise basit; analiz ve sıkı tekrarlı çalışmak.

İdeal İlk 11’in Dışında Kalanların Formsuz Olması

Galatasaray, rotasyona gittiğinde maçı panik havasında geçiriyor. Skoru bulsa da maç boyunca aynı gerginliği taşımaya devam ediyor. Elbette bunda Marcao’nun cezası nedeniyle Marcao-Nelsson tandeminin gecikmesi, son maçlar hariç 6 numarada oynayan oyuncunun değişmesi, orta sahada görev alan partnerlerin değişmesi ve hücumda yaşanan istikrarsızlık gösterilebilir. Çok üst düzey olmasa da ideal 11’de yer alan oyuncuların uyumu ve temposu yedek oyuncuların formayı almasını zorlaştırıyor. Ancak yedek oyuncuların bu rekabetten uzak görüntüleri ve bir türlü forma girememeleri ise oldukça düşündürücü. Feghouli, Emre Kılınç, Assunçao, Oğulcan, Aytaç gibi isimlerden minimum düzeyde yararlanmak doğru değil. Ligimizde çok tempolu bir futbol oynanmamasına rağmen 12. haftanın sonunda –ligi en erken açan takım Galatasaray- hâlâ formsuz olmaları pek hayrı alamet değil. Formda isimlerin ayrılığı beklenirken formsuz isimlerin sözleşme feshi de görülebilir.

Milli Ara Öncesi Rotasyona Gerek Var Mıydı?

L. Moskova maçındaki tempo ve konsantrasyon, oyuncuları fiziksel ve mental olarak yıpratmış olabilir. Ancak bu oyuncuları son dakikalarda oyuna almak da hiçbir şeyi değiştirmez. Şahsi kanaatim; yapılması gereken en doğru şey, skorun erkenden alınması ve dinlendirilmesi gereken oyuncuların oyundan çıkarılıp maçın rölantiye alınmasıydı. Son 15-20 dakika oynamakla ilk 15-20 dakika oynamak arasında bir fark yok. Eğer Milli ara olmasaydı ve önümüzdeki hafta derbi olsaydı o zaman bu tercihleri haklı bulabilirdim. Daha önce de söylediğimi düşünüyorum; bir maçta 3 veya daha fazla rakamda rotasyona gidilmesi, maç içerisinde çok fazla plan değişikliği takımı galibiyetten uzaklaştırır. Sürpriz şutla veya bir kafa vuruşuyla golü bulup galip gelmeniz bu kaideyi değiştirmez.

Son Söz

Fatih Terim’in Avrupa’ya olduğu gibi Lig’e de konsantre olması gerek. Daha önceki birçok maçta da olduğu gibi yine orta saha boşaltıldı ve savunma oyuncuları rakibi kovalamak zorunda kaldı. Öyle ki M. Mohamed bu maçta gol attığı gibi savunmaya da yardım etmek zorunda kaldı. Orta sahada rakibe baskı, alan daraltma, pas opsiyonlarını kapatma ve ön alan baskısı hiç yapılmadı. Galatasaray, top rakipteyken herhangi bir çözüm üretemiyor. Rakibin kontrataklarını savunmaya kadar koşup pozisyon almakla engelleyemezsiniz. Bunları doğru yapamayınca maç sonunda o bir şutu, çizgiden çıkarılan topu, verilen/verilmeyen hakem kararlarını ve hatta bir taç atışını konuşursunuz.

Twitter: https://twitter.com/10raumdeuter

İletişim: 3numaraliuye@gmail.com

Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız