Galatasaray tarihinin en kritik seçimlerinden birini yaşayarak tecrübe edeceğiz. Seçimi kritik hale getiren birçok etken var. <sadece> Listesini 7 Mayıs’tan önce teslim eden sayın başkan adaylarına başarılar…
Maddi, manevi, yönetsel anlamda çok kritik bir süreç. Eski yönetim tarafından <sebeplerini gayet iyi biliyoruz> uzatılan, uzatılmaya çalışılan bir süreç… Ama her şeyin bir sonu olacağı gibi bu sürecin de sonu geldi çattı. Kaçınılmaz son! Her son bir başlangıçtır aynı zamanda, kim bilir bazıları için ise bambaşka bir son olabilir, yeter ki tüzük işlesin!
****
Çok sancılı, her anlamda çok sıkıntılı süreçlerden geçtik bu güne ulaşmak için. Her alanda yaşadığımız sıkıntılar yetmiyor gibi, bir de seçim sıkıntısı yaşattılar bize. Dünyanın dibine kadar yaşadığı sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz yetmiyormuş gibi…
Güç sıkıntılı bir durum, gücü kaldırmak ve onu yönetebilmek ise tamamen büyük bir meziyet. Güç zehirlenmesi yaşayanların ne durumlara geleceği ise gözlerimizin tam önünde, yüzümüze tokat gibi vuran gerçek. Hele hele tek sevdasının Galatasaray olduğunu iddia eden koca koca insanların ne basitliklere düştüğünü görmek… Her anlamıyla tecrübe katan bir süreç…
Kazanan Galatasaray Olsun!
Kazananın Galatasaray olması en büyük dileğimiz, Galatasaray’ın hak ettiği ve misyonunun emrettiği yerlere tekrar dönmesi en büyük dileğimiz. Galatasaray’ın ama’sız, fakat’sız dimdik savunulacağı günleri görmek en büyük dileğimiz. Galatasaray Hocasına “gözünün üstünde kaş var” diyip ceza verenlere Aslanlar gibi kükreyecek bir temsiliyeti görmek en büyük dileğimiz. Şer çetesinin herhangi bir mensubunun, Galatasaray’ın G’sini ağzına almadan önce 100 kere düşüneceğini hiç unutturmayacak bir Galatasaray yönetimi görmek en büyük dileğimiz! HESAPSIZ KİTAPSIZ, HER ALANDA BAĞIMSIZ, GALATASARAY’IN ZERRE MİSKAL HAKKINI YEDİRMEYECEK BİR TEMSİLİYET GÖRMEK EN BÜYÜK DİLEĞİMİZ!
****
Defalarca yaşayarak acı tecrübe ettiğimiz, bizler açısından çoğu zaman hayal, bazen ise onur kırıcı kötü zamanları yaşadık… Camianın temsiliyeti, takımın başındaki efsane Hocayı, armayı taşıyan sporcuları, gönül vermiş paydaşları liğme liğme ettirmeye çalışan bir zihniyete kucak açmışları da gördük… Bizler haklı isyanımızı haykırırken, bize haksızlık edenlerle gönül bağıyla bağlanmışları gördük… Bizler dimdik duruşla karşı çıkarken, eğilip bükülen ve bundan utanmayaları gördük… Oyun devam ederken Hocasını, sporcusunu, takımını satanları gördük! Daha da kötülerini görecektik belki ama şükürler olsun yolun sonu gözüktü…
Daha nicelerini yaşanmış gerçeklikleriyle yazar, konuşur, hatırlar ve hatırlatırız. Fakat artık kötü insanların sömürmesine izin vereceğimiz enerji bizde yok. Bu sürecin sonunda nihai dileğimi bir Cem Karaca şarkısıyla anımsıyorum: “doğarken ağladı insan/ bu son olsun, bu son…”
Satırlar dolusu kelimelerle kıymetli vaktinizi almak niyetinde değilim. Kimsenin “paralı trolu” hiç değilim. Samimi his ve düşüncelerimle finali yapmak istiyorum. Kitabı ortasından da değil, sonundan okuyorum: duruşu, projeleri, kıymetli ekibi ve onların yapabilecekleri, samimiyetine olan inancım gibi birçok sebepten ötürü Burak Elmas ve ekibinin kazanmasını canı gönülden diliyorum. Bu zamana kadar hep net konuştu, kem küm etmeden anlattı, samimi şekilde bir duruş gösterdi ve türlü zorbalığa tepkisini en önden net şekilde ortaya koydu.
Kıstasımın Hoca ve O’na sergilenecek yaklaşım olduğunu her zaman ve ortamda ifade ettim. Buradan başka mana çıkarmaya gerek yok; Hocaya karşı ve Hoca konusunda net duruş en büyük kıstasım oldu. Bu netliği her anlamda her ortamda ve defalarca gösteren de Burak Elmas bey oldu.
Hocanın yüzüne gülüp, O’na -mış gibi yapıp, sonrasında arkasından yapılmadık bırakmayacak insanları görmemek isteği bir Galatasaraylı olarak en doğal hakkım ve isteğim. Bu sadece Hoca konusunda da değil, hayata bakışım noktasında böyle. Ben x kişisini sevmiyorsam sevmiyorumdur ve bunu her halimle net olarak ortaya koymalıyım. Bizler artık suyu bulandıranların bizleri temsil etmesini istemiyoruz. Bizler çok yüzlü ve ortamına göre pozisyon alanları da görmek istemiyoruz…
Bu seçim sürecine girmeden, bu zamanın çok öncesinde çalışmalarına başlayan Sayın Metin Öztürk beyefendiye ve kıymetli listesine de yürekten başarılar diliyorum. Hazırlığı, çalışması, girilen süreçten çok öncesinde herkesi tek tek dinlemesi, bir yol planı çıkarması, paydaşların yüreklerine kıymet vermesi takdire şayandır. Burak beyin kazanamaması durumunda kazananın kendisi olmasını diliyorum.
Bitirirken…
Küçülerek büyünülmez, küçülerek ilerlenmez, küçülerek bir menzile varılamaz! Bu küçülme mevzusu her şeyden evvel Galatasaray’ın var oluş sebebine, misyonuna ve vizyonuna aykırıdır! Söylemleri ile eylemleri bir olmayanları görmek üzücü… Ayrıca, Hocaya “egolu” iması yapıp hemen ardından her fırsatta ve direkt “patron benim” demek, saf ego sahibi olmanın da en büyük ispatıdır! Galatasaray’ın artık ben dilinden kurtulmasını ve biz olmasını da diliyorum…
Galatasaray, kendisini O’na ait hisseden herkesindir! Galatasaray tüm paydaşlarınındır! Galatasaray benimdir, bizimdir! Galatasaray kimsenin tekelinde olamayacak kadar kutlu ve büyüktür! Galatasaray’ın milyonlarca paydaşı olmasına rağmen, kaderini birkaç bin insanın çiziyor olması da apayrı büyük bir konu ve yaradır.
Seçim Galatasarayımıza hayırlı olsun. Kazanan Galatasaray olsun!
Cimbom başı dik yürüsün!
twitter: http://twitter.com/ilkeryaziyor
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!