Sezonun İlk Maçı, İlk Kumarı
Öncelikle sezonun ikinci resmi maçında da kötü zemin ile karşılaşmak yine hepimizi hayal kırıklığına uğrattı. Bu durum ilk olarak oyuncu sağlığını, sonra oyun kalitesini ayrıca da seyir zevkini etkiliyor. Bu kadar paranın harcandığı, kulüplerin adeta ekonomik sırat köprüsünden geçtiği ortamda artık bu konuda bir şeyler yapmak gerekmiyor mu TFF? Bu zemin işleri için maçlardan birkaç gün önce sahaları gezecek bir heyet oluşturup sahalar denetlenmeli, eğer saha uygun değilse gerekirse Fatih Hoca’nın da dediği gibi maçların ertelenmesini sağlamalısınız. Süper olduğunu iddia ettiğiniz bir arabanız var ama lastikleri kabak, havaları eşit değil. Böyle bir arabayla yola çıkılır mı?
Sezonun İlk Maçı, İlk Kumarı
Hem cuma hem deplasman hem de sezonun ilk maçı olması nedeniyle puan kaybının şaşırtıcı olmayacağı bir maçtı bu. Fatih Terim Süper Kupa maçının faturasını Gomis, Belhanda ve Feghouli’ye kesmiş olmalı ki kendince küçük bir kumar oynadı ve bu üç oyuncuyu ilk 11’e almadı. Maçın ilk dakikalarında Ankaragücü oyuncularının hakemi ve Galatasaray’ı tarttığını gördük. Galatasaray yine defans arkasına atılan toplarda zaaflarını sürdürdü. Serdar Aziz’in ofsaytı bozduğu pozisyonda El Kabir’in attığı golle Ankaragücü takımı 1-0 öne geçti. Sezonun ilk maçı olması ve Ankaragücü’nün yeni bir takım olması sebebiyle ev sahibi ekip bu skor avantajına göre bir oyun kuramadı. Bu eksiklikten yararlanan Galatasaray durumu 1-1 yaptı. Oyunun devamında Galatasaray ilk defa etkili bir hücum presi yaptı ve bu sayede top Mariano’da kaldı. Mariano’nun orta denemesinde Kone’nin ters vuruşunda top Ankaragücü kalesine gol olarak gitti. Sonrasında Galatasaray defans arkasına atılan top zaafını sürdürdü. Tıpkı golde olduğu gibi defansın arkasına sarkan El Kabir golü attı ama ofsayt itirazıyla birlikte gol VAR sistemine başvurularak iptal edildi.
Maçın ikinci devresi için ben hocadan ilk iş olarak Gomis-Eren değişikliğini bekledim. Hoca ise dakika 67’ye kadar oyuncu değişikliğini tercih etmedi. Sonrasında özellikle topa biraz daha sahip olmak için sanırım biraz da sarı kartı olmasının etkisiyle ilk olarak Rodrigues-Selçuk değişikliğini yaptı. Bu dakikadan sonra oyun daha çok Galatasaray’ın skoru koruma iç güdüsü haline büründü. 81. ve 83. dakikalarda Belhanda ve Feghouli’nin oyuna girmesiyle hızlı kanat oyuncuları yerine daha çok top kullanmayı seven kanat oyuncularına geçiş oldu. Bu oyuncuların da etkisiyle güzel bir pas oyunu neticesinde Eren Derdiyok’un şık golü maçın skorunu belirlemiş oldu.
Kısa Kısa
- Muslera: Genelde sezona formsuz başlayan Muslera kampa geç katılmasına rağmen bence sezona çok iyi bir girişi yaptı. İlk haftalarda sürpriz puan kayıplarının yaşanmaması açısından Muslera’nın girişi çok önemli.
- Nagatomo: Geçen sezon ilk kez Sivasspor maçında formayı giymiş ve o zaman Bifouma karşısında sıkıntılar yaşamıştı. Bu maçta iki-üç pozisyon dışında Bifouma’ya geçit vermedi.
- Mariano: Yaz kampında çok fazla görmediğimiz, Süper Kupa maçında forma giymeyen Mariano bu maçta bence olumlu izlenimler verdi. Yaptığı orta neticesinde Kone’nin kendi kalesine attığı golde bence O’na güzel bir moral oldu.
- Serdar Aziz ve Maicon: UEFA ile yapılan anlaşma, ülkenin ekonomik koşulları ve belki de Galatasaray’ın eksik kaldığı oyuncularını belli değerlerle piyasaya sürememesi neticesinde eldeki ilk stoper seçenekleri geçen yıldan bu yana değişmemiş oldu. Hatta Denayer ve Koray Günter’in ayrılmasından sonra şu anda ön libero oynayan Donk belki de ilk stoper alternatifi olarak duruyor. Bu iki oyuncunun en büyük zaafı hepiniz tarafından biliniyor. Eğer orta saha yeterince agresif değil ve rakibin defans arkasına sarkan hızlı oyuncuları varsa burası Galatasaray’ın yumuşak karnı olmuş oluyor. Ancak bu ikilinin sert yapıları ve hava toplarında etkili olmaları hem defans hem de hücumda bu sene daha fazla katkı verebilir. Ki bugün de hem defansif hem de hücumda havadan etkiliydiler. Hatta ikinci gol bu ikilinin iş birliği neticesinde geldi. Geçen sene Galatasaray’ın duran toptan gol yediği çoğu maçın bu ikilinin sahada olmadığı maçlar olduğunu hatırlarsak bu durumu pozitif haneye yazabiliriz. Tabii ki gönül buraya sağlam bir alternatif hatta direkt 11 oynayacak bir oyuncu ile sıkı rekabet ister ama günün ekonomik koşulları bu durumu her geçen gün daha da zorlaştırıyor.
- Donk ve Fernando: Fatih Hoca’nın elinin zayıf olduğu yerlerden birisi ve en önemlisi bu iki oyuncunun pozisyonu. Ben hala Donk ve Fernando’nun yer değişiminin takımın dinamizmi açısından daha çok katkı vereceğini düşünüyorum. Evet Fernando 6 numara oynadığında çok fazla stoperlerin içine hatta gerisine geliyor. Ve bu durum hocanın çok hoşuna gitmiyor. http://3numaraliuye.com ekibi ile de zaman zaman bu durumu konuşuyoruz. Fatih Hoca’nın oyun yapısı Fernando ile çok örtüşmüyor gibi gözükse de çok iyi ve ofansif beklere sahip olduğumuzu düşünürsek belki de bu durumun avantaja dönebileceğini görebiliriz. Hem bu sayede Fernando’nun defansif liderliği sayesinde savunma arkasına atılan toplarla oluşan tehlikelerin önüne geçebilir. Bu arada yenilen golde Fernando’nun vücut koyamaması neticesinde gol pası geldi. Özellikle orta sahada temaslı savunmayı hiç bırakmamak lazım.
- Sinan Gümüş: Benim şu an en merak ettiğim şeylerden birisinin Sinan’ın kanat oynamadığı dakikalardaki ısı haritası, Sinan Gümüş’ün topsuz oyunda neler yaptığı. Ben Sinan’ın yerinde olsam oynadığım her maça bir kameraman tutarım. O kameramandan sahanın tamamını çeken bir kamera açısı talep ederim. Hafta içinde ilk fırsatta “neler yapmışım ve neler yapabilirdim” diye bu görüntüler üzerinden kendimi geliştirmeye çalışırdım. Her şeye rağmen Sinan bugün çok da etkisiz sayılmaz. Bugün girdiği pozisyonlar vardı, Rodrigues’in O’na vermediği pas vardı. Bunlardan birinde gol çıkarabilseydi belki de daha iyi eleştiri alabilirdi. Yalnız attığı kornerleri de unutmayalım; özellikle Belhanda ve Selçuk’un üst üste etkisiz kornerlerini gördükten sonra Sinan’ın kornerleri çok kıymetliydi; ki o kornerlerden birinde gol gelmesi de Sinan’a rahatlıkla artı yazılır.
- Rodrigues: Sezon başı olması, takımın ritminin oturmamış olması ve oyunda Gomis’in olmaması O’nun çok da etkili olmasına izin vermedi. Ceza yayının önünde kalan topta Sinan’a olan pas opsiyonunu kullansaydı çok iyi olurdu. Uygun zeminlerde ve takımın ritmini bulması halinde eski günlerine dönecektir.
- Henry Onyekuru: İlk resmi maçında zemine rağmen bana olumlu ışıklar verdi. Yakaladığı ilk pozisyonda Eren’e pas vermeyince acaba bencillik problemi mi var diye düşündüm ama sonraki süreçte verdiği paslarla bunun anlık bir karardan kaynaklı olduğu kanısına vardım. İlerleyen haftalarda daha da fazla katkı verecektir.
- Eren Derdiyok: Fatih Hoca’nın Gomis’e verdiği göz dağı neticesinde forma buldu. Daha etkin oynamanın yolunu bulması ve golde olduğu gibi takım arkadaşları ile birlikte organizasyonlara girebilmesi lazım. Aslında Galatasaray’ın en büyük problemlerinden birisi Eren Derdiyok’un böyle zamanlarda ve sonradan oyuna girdiği maçlardaki oyun etkinliği sorunu. Galatasaray’ın Fenerbahçe’nin eski golcüsü Webo gibi bir katkıya ihtiyacı var. Ya Eren bu role bürünecek ya da buraya “ekonomik bir Webo” takviyesi yapılacak. Aksi halde Gomis’in 45 maç bu takımı sırtında taşıyamayacağını bilmek için allame-i cihan olmaya gerek yok. Yalnız Eren’i attığı gol için ayrıca tebrik ederim. Çok yorgun olmasına rağmen son dakikada zor bir anda ofsaytan kaçmasını bildi. Ardından topa sahip olduktan sonra defanstan yediği baskıya rağmen topu koruması ve son anda dibine girip golü atması bence harika bir işti.
Not: Tüm oyuncular değerlendirilirken zeminin etkisini de unutmuş değilim. Bu oyuncular iyi zeminlerde kendilerini daha iyi göstereceklerdir.
Ümit Öztürk ve VAR
Ümit Öztürk bugün genel anlamıyla iyi niyetli bir maç yönetti. Süper Kupa’da Cüneyt Çakır’ın VAR olmasına rağmen vermediği kırmızı karttaki gibi hataya düşmedi ve El Kebir’in ofsayt olan golünü VAR uygulamasından faydalanarak iptal etti. Eğer VAR olmasaydı ve bu gol sayılsaydı maç sonrasında karışabilirdi. Hakem verdiği yanlış kararın da etkisiyle maçın devamında “acaba hata mı yaptım” düşüncesiyle maçın kontrolünü kaybedebilirdi. Etkin ve dürüst kullanılırsa VAR Türk futbolu ve hakemler açısından bir dönüm noktası olabilir.
Fatih Terim
“Takımın patronu benim” mesajıyla bazı riskler de alarak Belhanda, Feghouli ve Gomis’i yedek bıraktı. Belhanda bu yedekliğin neticesinde asist yaparken Feghouli’de oldukça hırslı bir giriş yaptı. Sanırım bu göz dağı işe yarayacak. Hoca sanırım en sert göz dağını Gomis’e vermek istiyor olacak ki oyun Eren’in oyunu “beni değiştir” demesine rağmen Gomis’i oyuna almadı. Kaderin cilvesi: Eren’in oyunda kalması golle sonuçlandı. Bu da Gomis’e etkin bir mesaj olmuştur bence.
Ben yine de hocanın değişikliklerine takıldım. Gole rağmen Eren’in oyunda kalmasını çok anlamadım. Gomis’i oyuna almıyorsa bile son değişikliği Eren-Feghouli yapıp Henry’i ileriye düşünebilirdi ya da forvette son aşamada Muğdat’ın dinamizminden faydalanabilirdi. Ki yine yazıyorum Muğdat kötü zeminlere de alışkın. Ve hazırlık maçlarında gösterdiği performans ile bence Muğdat kısa da olsa forma giymeyi hak ediyor.
Sonsöz
Dolar ve Euro’un geldiği noktadan sonra elden yüksek maaşlı oyuncuları çıkarıp yerine daha düşük maliyetli oyuncular almak ya da gençlerden verim almak şart oldu. Bir taraftan artık transfer yapmamak lazım diye düşünürken diğer taraftan da bir transfer sihirbazlığı umut ediyorum. Çünkü Galatasaray bu seneyi ekonomik olarak en az hasarla atlatıp bir de şampiyon olursa krizi fırsata çevirerek rakipleriyle arasında fark açabilir. Aksini ise düşünmek bile istemiyorum. Öte yandan “bu sene yine lige yüklenelim, Şampiyonlar Ligi’nde işi biraz şansa bırakalım” stratejisi artık geçerli değil. Çünkü gerçek kurdan döviz kazanmanın tek yolu Şampiyonlar Ligi. Güzel haberlerin geldiği hem ezeli rakiplerin puan kayıpları açısından hem transfer açısından kârlı bir hafta olmasını dilerim.
Not 2: Yazımı bitirdim şöyle bir twittera göz atayım dedim ki Abdürrahim Albayrak’ın açıklamalarını gördüm. Sevgili Mustafa Cengiz yol yakınken bu basın sözcülüğü işini bir kez daha düşünmek istemez misiniz?
Not 3: Yazının sonuna Fatih Terim’in röportajını ekledim, dilerseniz dinleyebilirsiniz.
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/