Atatürk Olimpiyat Stadyumunda üst üste hazırlık maçı yapılmasına rağmen söz konusu Galatasaray olunca Fatih Karagümrük’ün stat zeminini dert etmesi, Rizespor ile çıkmaza giren Oğulcan meselesi ve üstüne Marcao’ya verilecek cezayı bir tehdit unsuru olarak kullanmaları, TFF Başkanının ve iş birlikçilerinin Rizespor’a sponsor olup desteklemesi, tüm bu olayların perde arkasında bozuk düzenin yandaş evlatları olan TFF ve kurullarının olması, Galatasaray’a adeta aba altından sopa gösterme çabaları vs. vs. Galatasaray için en etkili çare, bu yaşananları tüm çıplaklığıyla Uluslararası kurullara taşıması olacaktır. Bizzat siyasetin gölgesinde art niyetli bir futbol ortamında olduğumuzun bilinmesi gerek.
Maça Dönecek Olursak
Galatasaray, henüz maçın 3. dakikasında 1-0 geriye düştü. Muslera ve defans dörtlüsü hâlâ bir uyumsuzluk içerisinde. Maalesef bir türlü yeterli özgüveni yakalayamıyorlar. Bu maç Victor Nelsson’un ilk maçı ve ilk sınavıydı. Oyunun ilk dakikalarında defans kurgusu dağınık bir görüntü içerisindeydi. Galatasaray, rakiplerin kurduğu ön alan baskısına hâlâ çözüm bulamadı. Orta sahada pas yapamamayı ve ön alan baskısını kırmak için uzun topla çıkmak istenildi ama bu çözüm anlayışı bir süre pek yeterli olmadı. Akabinde bu durum orta sahada rakibe baskı yapamamak ve sürekli geriye koşmaya neden oldu. Gole reaksiyon verme açısından Berkan’ın yakaladığı pozisyonu iyi değerlendirmesi gerekiyordu ancak tecrübe eksikliği ve belki de heyecanı bu fırsatın önüne geçti. İlk yarı boyunca Hatayspor oyuncuları birbirine çok yakın oynarken Galatasaray oyuncuları arasında mesafe olması çok açık bir problem. Rakip bu sayede karşı pres uygulayıp topu kapıyor ya da Galatasaraylı oyuncuları hataya zorluyor.
****
Berkan’ın pozisyonundan sonra Boey de yakalanan fırsatı iyi değerlendiremedi. Hatay, Galatasaray’ın daha çok sol kanadından geldi. Bunda takımla ilk maçına çıkan Nelsson’un sol stoperde olması van Aanholt’un geriye dönüşlerde Boey’e göre geç kalıyor olması da etkili oldu. Sağ kanattan daha az gelmelerinin nedeni ise, Boey’in hızla geriye dönmesi ve Luyindama ile ikili mücadeleye girmeme isteğinden kaynaklıydı. Galatasaray, kapanan takımlara karşı daha sık şut atmalı. Maç boyunca Fatih Kuruçuk – Diagne eşleşmesi bitiricilik konusunda Galatasaray’ı epey zorladı. Galatasaray adına ön liberoda oyuna sertlik katacak bir oyuncunun eksikliği bu maçta bariz olarak hissedildi. Bu eksiğin sertlik dozu yüksek maçlarda önemi daha da ortaya çıkıyor. Rakibin özellikle ilk yarı boyunca Taylan’a sert müdahalelerde bulunması oyun kurulumunu da olumsuz etkiledi. Ömer Erdoğan da bu eksiğin bilincinde ve buna uygun bir kadroyla sahada maça başladı. Ağır kalmasa ve hataya meyilli bir yapısı olmasa Aytaç bu bölgeye yama olabilirdi ancak Aytaç için bu iki durum çok büyük bir handikap.
****
Baskıyı bir nebze kıran Galatasaray, 30. dakikada Taylan’ın adrese teslim gönderdiği uzun topu Kerem muazzam değerlendirdi ve topu ceza sahası içinde Cicaldau’ya bıraktı Rumen oyuncunun şutu direkten döndü, dönen topu Feghouli tamamladı ve skoru 1-1’e getirdi. Gole geç bir reaksiyon veren Galatasaray, 2. gol için baskıyı artırmak adına 3. bölgede çoğaldı ancak Hatayspor oyunu soğutarak oyun temposunun yükselmesine engel oldu. Galatasaray, hızlı düşünüp hızlı pas yaptığında ligde birçok rakibini saf dışı edebilir. Bunu istikrarlı bir şekilde yapabilmesi de bir o kadar önem arz ediyor. İlk yarı sonunda topla %64 oynayan Galatasaray, buna rağmen çok az pozisyon üretti. 8 korner kullanılmasına rağmen bu fırsatları iyi değerlendiremedi. Kullanılan bir korner sırasında ise ligi ve atmosferi iyi bile Simon Falette lige yeni gelen Victor Nelsson’u güreşerek yere indirdi. Ama ne hakem Hüseyin Göçek ne de VAR’ın başındaki hakemler bu pozisyonu görmedi. (!) En temiz atılan golde bile VAR’ın onayını bekleyen zaman zaman VAR’a giderek golü teyit eden hakemlerimiz ceza sahası içinde Falette’nin Nelsson’u kündeye getirmesine sessiz kaldı. Sanırım hakemlerimiz yalnızca futbolda değil ek iş olarak güreş müsabakalarında da görev almakta ve müsabakaları karıştırıp akıl tutulması yaşamaktalar. Zira bu müdahalenin mantıklı başka bir açıklaması yok.
****
İkinci yarıya istekli ve etkili başlamak isteyen GS, ilk yarıdaki tempoya benzer bir tempoyla sahadaydı. Diagne yakaladığı fırsatları daha iyi değerlendirmeliydi ancak isteği ve çabası birçok pozisyonda golle sonuçlanmadı. Moral bulması ve formunu yakalaması için gol ve goller bulması kendisi ve Galatasaray için önemli. Falcao’nun da gideceği yönündeki iddiaların artması Diagne’yi daha çok oyunda tutmalı. İkinci yarı Galatasaray, daha fazla orta yapma imkanı yakaladı ancak bu ortaları zaman zaman çok ucuz harcadı. Fatih Terim daha önceki maçlarda da olduğu gibi yine 3 oyuncu birden değiştirdi. Babel, Ömer, Emre Akbaba oyuna dahil olurken Cicaldau, Berkan, van Aanholt kenara geldi. Bu değişiklikler sonrası Feghouli orta sahaya çekilirken Babel ve Emre Akbaba hücuma destek veren isimler oldu. Yapılan ortaları iyi değerlendiremeyen Galatasaray, rakibin de iyice savunmaya çekilmesiyle Ömer Bayram’ı soldan yapılacak ortalar için oyuna dahil etti. Hücum çeşitliliği sağlayamayan Galatasaray, rakibin nadir gelişen kontralarına da müdahale edemedi. Fatih Terim’in 4. değişikliği, Kerem – Mohamed oldu. Hatay savunmasının Diagne’ye sıkı önlem alması ve Galatasaray’ın üst üste ortalar bulması sonrası Fatih Terim pekte alışık olmadığımız asimetrik bir düzende 3 forvetini birden sahaya sürmüş oldu. 3 forvetin de hücumda yer alması rakibin daha çok geriye yaslanmasına yol açtı.
****
Son değişiklik ise Feghouli – Barış Alper değişikliğiydi. Galatasaray, bu değişiklikle orta sahayı tamamen boşalttı. İleriye çıkan Ömer ve Boey de hücumu destek verdi. Galatasaray’ın ortalarına çözüm bulamayan Hatay ise hava toplarını karşılayıp merkezi mümkün olduğunca kapatmaya çalıştı. Barış Alper ve Babel’in de kanatlardan yardım etmesiyle birlikte Galatasaray adeta sahaya 2-1-7 şeklinde dizildi. Son değişikliğin de gerçekleşmesinden kısa bir süre sonra 88. dakikada Ömer’in kullandığı serbest vuruşta Luyindama bir santrfor edasıyla kafa vuruşu yaptı ve Galatasaray’ı 2-1 öne geçirdi. Bu gol Marcao’nun da yokluğunda tandemini arayan Galatasaray için ve performansını yükseltmek isteyen Luyindama için altın değerindeydi. Akan oyunda yapılan ortalar sonuçsuz kalırken rakip savunmanın daha rahat yerleştiği serbest vuruştan golü bulabilmek Galatasaray’ın isteğini ve galibiyet arzusunu gösterdi. Kalan dakikalarda skorun da değişmesiyle birlikte tempo da arttı ve heyecanlı anlar yaşandı. Ancak Galatasaray olumsuz bir sürprize izin vermedi. Oyuncular daha fazla süre alıp daha fazla bir arada oynadıkça bu durum Galatasaray’a yarayacaktır.
****
Maçın başında soğuk duşa maruz kalan Galatasaray, bu galibiyetle bir nevi lige ısınmaya başladı diyebiliriz. Elbette hâlâ ciddi eksikler var ama Milli ara sonrası bu eksikler giderilecektir. Galatasaray, bu maçta çok erken bir gol yiyip geriye düşmesine rağmen galibiyeti almasını bildi.
Jupp Derwall’in de dediği gibi; “Galatasaray’ın adının olduğu her yerde umut vardır”
Darısı rahat bir galibiyet elde edilebilecek günlere ve Randers rövanşına… Zira bu renklere gönül verenler, Avrupa’da yakalanan başarılara hasret kaldı. Bu hasrete son vermek ise yine Fatih Terim’in elinde. Sana güveniyoruz Hocam.
Twitter: https://twitter.com/10raumdeuter
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!