Sosyal Medyanın “Seçimi”
Konumuz: Galatasaray
Dersimiz: Sosyal Medya
Sosyal Medya üzerinde çalışmaları olan biri olarak sizlere uzun uzun Sosyal Medya üzerinden teorik bilgiler verip yarattığı etki üzerine uzun bir çalışma sunmak isterdim ama sizleri sıkmadan, Galatasaray üzerindeki etkisini yorumlamak istedim.
Biliyoruz ki “İnternet temelli teknolojilerin interaktif iletişime dönüşmesi ile özellikle son 15 yılda hızla artan bir oranda yükselişe geçen web 2.0 alanında “sosyal medya” araçları, hem toplumda kolektif eylemlerin önündeki engelleri, hem de grup tepkisinin önündeki engelleri ortadan kaldırmaktadır”.
Literatüre bakıldığında ise sosyal medyanın özellikleri beş ana başlıkta şöyle toplamak mümkündür:
- Katılım: Sosyal medya, iletişim kurulan kişilerin geribildirimde bulunması ve gerekli katkılar göstererek katılımı destekler.
- Açıklık: İçeriğe erişimi destekler ve engellemeleri ortadan kaldırır.
- Karşılıklı Konuşma: Geleneksel medyada daha çok tek taraflı bir iletişim söz konusu iken sosyal medyada çift taraflı bir interaktif iletişim söz konusudur.
- Topluluk: Sosyal medyada topluluklar aynı ilgi alanı etrafında toplanır ve bu topluluklar hızlı büyür.
- Bağlantısallık: Sosyal medya ağları bağlantısaldır. Kullanıcılara reklam ile diğer içerik ve servislere linkler vererek oradan farklı içeriklerle bağlantı kurulmasına olanak tanır.
Sosyal medya nedir sorusuna kısa bir giriş yaptık şüphesiz ki sosyal medya dinamik bir alandır. Malumunuz son yıllarda sosyal medya aracılığıyla vatandaşlar kurumları etkilemekte ve yatay iletişimi geliştirmektedir. Eğer sosyal medyayı iyi okuyamazsak ve etkinliğini yok sayarsak günümüzü yakalamamış oluruz.
Galatasaray ve Sosyal Medya
Galatasaray bilindiği üzere yaklaşık 30 milyon taraftarı olan kamuya mal olmuş bir kulüptür. Galatasaray’ın geçmişi ve işleyişinde ‘oligarşik’ bir yapı olduğu düşünülse de günümüze ayak uydurmalı ve 80’ler romantizmi ile hareket etmeyerek günümüze ayak uydurup yatay iletişime değer vermelidir.
Son zamanlarda özellikle sosyal medya üzerinden görünür olan ve gönül verdiği takım ile ilgili görüşlerini dile getirmeye başlayan taraftar; kapalı gözüken bir yapıda olan Galatasaray içerisinde bir delik açtı. Bu delikten rahatsız olanlar ise bir anda sosyal medya tukakalığı yapmaya başladı.Üstelik bunu ‘romantizm’ algısıyla başarısızlığı aklayan bir söylem ile yine sosyal medya üzerinden dile getirmektedir.
Dijital in 2017: Global Overview’in “Sosyal Medya Raporunda” gözüktüğü üzere Türkiye’de 48 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı vardır. Yine bu rapora göre “kamusal alan” yaratan Facebook, İnstagram, Twitter kullanım olarak ilk dörtde yer almaktadır.
Tek bir tweet ile milyonlarca insanın sokaklara dökülebilmesi ya da bir Facebook sayfasında milyonlarca kişinin bir konuyu desteklemek için buluşabilmesi, sosyal medyanın aktivizm ve politik ifadeler için en popüler mecra olarak görülmesini sağlamaktadır. Toplumda halkı kamusal tartışmaya katma gücü açısından sosyal medya sağlayabileceği platformlar aracılığıyla yönetime katılımı da gerçekleştirebilmektedir. Yönetime katılımı yalnızca seçim süreçleri ve oy kullanma davranışlarıyla sınırlandıramayacağımız demokratik düzenlerde, toplumsal gupların yönetimleri etkilemek suretiyle yapmış oldukları çeşitli etkinlikleri de kapsayacak biçimde genişletilebilir.
İşte Galatasaray taraftarı da sosyal medya aracılığıyla yıllardır süregelen başarısızlıklardan, Galatasaray’ın işleyişindeki kapalı yapıdan, tüzükten vs. rahatsızlıklarını rahatlıkla dile getirip etkileşim almaya başladı. Aynı zamanda belli ki içeride etkili olmaya başladı.
Galatasaray tarihinin en önemli seçimi olan “20 Ocak Baskın Seçimi” aslında “Sosyal Medya Taraftarı” ile “Statükonun” yarıştığı bir seçimdir. Belki kazanan henüz içerinin kırılmasının gerçekleşmemesinden dolayı Dursun Özbek olabilir.Fakat şu unutulmasın eski düzenin devam etmesi artık imkansız. Taraftarı belli bir grup olarak görüp çoğunluğa hitap etmeyen, yatay iletişimden yana olmayan, yönetişim ilkelerinden uzak, antidemokratik bir yönetim ile ancak olası bir “Taraftar Devrimini” ateşlersiniz.
Sırf bu sert geçişin yaşanmaması adına “Sosyal Medya Taraftarı” bilinçli bir şekilde Mustafa Cengiz üstünde birleşmiş durumda.
Elbette Sosyal Medyanın olumsuz yönleri de var fakat yeni bir “kamusal alan” yarattığı tezini yok sayamayız.Buradan hareketle “Halkın Takımı Olan Galatasaray” halkın örgütlendiği ‘sosyal medyayı’ yok saymamalıdır.