Takım Ruhu
Takım ruhu olmadan başarı gelir mi? Çok iyi oyunculardan kurulu takımlar kurabilirsiniz. Ama bu takımdaki oyuncular birbiri için oynamazsa lastik eninde sonunda patlar. Öncelikle Tudor’u kutlamak lazım karakter özellikleri yüksek oyuncular bulmuş ve onlardan takım yapmış. İlk 11 oynayan bütün oyuncular birbirini kolluyor ve adeta savaşıyor. Henüz birbirine yeni yeni alışan bu takım ileride çok daha iyisini yapacaktır. Burada önemli olan futbolcuların taraftarla olan ilişkisi geliştikçe bireyselleşmemesi. Takım ruhunu her zaman önde tutması. Takım ruhu yükseldikçe başarı gelir başarı geldikçe, taraftar gelir, taraftar geldikçe rakiplerin dizleri titremeye başlar. Bunu bir rutin haline getirmek gerekir. İşte o zaman işler çok kolaylaşır.
Tolga Ciğerci

Tolga Ciğerci hepimizi şaşırtmaya devam ediyor ama şaşırmayan bir kişi var o da Tudor. Fizik problemi olmayan Tolga’ya yanındaki oyuncuların katkısıyla adeta özgüven aşısı yapmış. Tolga üzerinde katkısı büyük. Tolga beklentilerin üstüne çıktı. Tekrar Tolga’ya dönersek gollerden ziyade takımı pozisyona sokan uzun pasları gelecek zamanda takımın geleceğinde önemli bir yer tutacak. Gollerinin devamı gelir mi bilmem ama geçen sene Tolga’nın bütün demeçlerinde bir gol bulma takıntısı vardı. Ancak hep birinci sınıf goller atmaya çalıştığı için sonuç hüsrandı. Bu sene bu takıntısını bıraktı üstüne bir de santrafor desteği atıp ceza sahasını karıştırmaya başladı. Ve sonucunda meyvesini yemeye başladı. Tolga bu desteği ile çok arkadaşı da golle buluşacaktır. Sanırım Feghouli sonrası dışarıya çıkmaya aday ilk oyuncu olmayacak.
Ali Palabıyık
Aslında hakem konuşmayı pek sevmem ama Ali Palabıyık’ı vukuatlı Galatasaray maçlarından kaynaklı herkes dikkatle izledi. Maçın sonucunu çok etkileyen büyük hatalar yapmasa da maç 0-0 devam ederken Sivasspor kalecisinin oyunu yavaşlatmasına hiç bir uyarı vermemesi ancak 1-0 olduktan sonra tek pozisyonda Muslera’yı uyarması tutarsız bir yaklaşımdı. Diğer yandan Mariano’ya verdiği kart bence çok ağır kaçarken daha sert ve hızlı atak kesen ataklarda Sivasspor’un yaptığı iki tane sert taktik faulü uyarmakla yetindi. Galatasaray’a deplasman takımı muamelesi yapan Ali Palabıyık’ı ‘cesaretinden dolayı’ tebrik ederim.
Oyun
Takım iyi oldukça rakiplerin hedefine girecek ve gelecek zamanda baskı artacaktır. O yüzden hem seyircinin hem de futbolcuların çok aceleci davranmaması gerekiyor. Golden sonra esintilerini verse de skor 0-0 devam ederken hem tribünlerde hem de sahada anlamsız aceleci bir hal vardı. Rakip takımda eski Karabük’lü Lua Lua tarzı bir oyuncu olsa sürpriz işlerle karşılaşabilirdik. Zaman zaman kontrollü oynamak hem daha az kart görmeyi sağlar hem de sürpriz skorları engeller.
Gomis
Hafta içi twitter’da yapılan ırkçı paylaşım meselesi stada taşınınca sanki Gomis’in bir konsantrasyon sorunu olmuş. Normalde Fransa liginde çok ofsayta düşen bir oyuncu ama Türkiye’de daha dikkatli gözüküyordu. Ben bu ofsaytları dikkatinin dağılmasına veriyorum. Aslında twitter’da yazdığım gibi mesele bence çok uzatıldı. Sosyal medyada o kadar densiz insan var ki hangisini ciddiye alacaksınız. Gereken hukuki girişim yapılmışken yine sosyal medyada gerekli tepki verilmişken konu çok uzamamalıydı bence. Irkçılıkla ilgili tepkileri saha içinde ve tribünde gelişen olaylara karşı yapmalıyız bence. Meseleyi sahaya getirmek, işler iyi giderken sahaya sis bombası atmak gibi oldu.
Kısa Kısa
- Linnes: Forma için savaşmaya devam ediyor her ne kadar dört gözle Asamoah’ı beklesem de sahada böyle bir oyuncu görmek beni mutlu ediyor.
- Belhanda: Samet Aybaba akıllıca davranmış ve Fernando ile pas bağlantısını kesmiş. Kalan topla buluşmalarda bazı önemli top kayıpları yaptı. Oyuna kendini biraz daha fazla vermeli. Girdiği yüzde yüz pozisyonda ise plase yapıp kalitesini konuşturmalıydı.
- Serdar Aziz: Boş zamanlarında daha çok maç izlemeli ve eline gelen bu fırsatı değerlendirmeli.
- Selçuk İnan: Ben Tudor’un iç saha maçlarında onu oyuna almasını beklemiyordum. Sanırım maç öncesi taraftarla girdiği olumlu diyaloğa güvenerek oyuna aldı. Yalnız ilk planda sarı kartı olmayan iki gollü Tolga Ciğerci’nin değil de Belhanda’nın yerine girse daha iyi olurdu bence. Penaltıyı Gomis’e bırakması hem kendi gelecek stratejisi hem de takımdaşlık adına önemliydi.
- Eren Derdiyok: Beş dakika oynasa bile çok istekli ama Yasin Öztekin’in gazabına uğradı.
- Yasin Öztekin: Bu konumdaki bir oyuncu gol atarak değil takım ruhuna dahil olarak seyirciye kendini kabul ettirebilir. Bu bencilliğine devam ederse kadroyu ancak Türkiye Kupası maçlarında görür.
- Kartlar: Skor avantajı elimizdeyken bile bazen çok gereksiz riskli müdahaleler yapılıyor, kart sayısı anlamsızca artıyor. Bu kartlar ileride başımıza bela olmasın. Dokuzuncu hafta derbisine eksiksiz çıkmalıyız.
- Nihayet bir maçta gol yemedik uzun zamandır hasretle beklediğim bir şeydi. Bu hem Muslera’ya hem de defans oyuncularına büyük moral oldu.
- Bazen bu girişleri Frank Rijkaard’la yaptığımız girişe benzetenleri görüyorum. Bence pek alakası yok. O takım müthiş ofansif oyunculara sahipti ama takımın geri kalanı çok zayıftı. O yüzden aklınıza takmayın. Bazı sıkıntılar yaşayabiliriz ama yaşanabilecek sıkıntılar bu sezona has sıkıntılar olur bence.
- Sizleri bilmem ama ben takım bir ritm bulmuşken gelen milli takım aralarını pek sevmem. Umarım dönüşte bir sıkıntı yaşamayız.
- Bu dolu ve coşkulu tribünleri özlemişiz, umarım hep böyle dolu tribünlere oynarız.
- En son olarak bize bu ‘takım ruhu’, takım olma oyunlarını bize izlettiği için hem hocaya, hem oyunculara teşekkür ederim.
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
Takımı isetki ve arzulu ama hep biz bir tempo tuturdukmu bir ara verildimi takimda bir gevşeme oluşuyor inşallah öyle olmaz yinede biz bir aslanız
Gevşeme esameleri dünde vardı biraz. Umarım eksilerek değil artarak döneriz 🙂