Lig başlıyor transfere iyi para harcıyorsunuz. Yaptığınız transfer hamlelerinin bir kısmı kötü çıkıyor, bir kısmı da sakatlıklardan dolayı katkı veremiyor. Yaptığınız hataları kabul ediyorsunuz. Büyük bir puan farkıyla geride kalarak devreye giriyorsunuz. Devre arası için hızlı bir yapılanma gerçekleştiriyorsunuz. Müthiş bir oyun düzeni ortaya çıkarıyorsunuz. Art arda galibiyetler kazanıp puan farkını kapatıyorsunuz. Hatta araya bir de Kadıköy derbisi galibiyeti ekliyorsunuz. Moraller yerinde, şampiyonluğa yürüyorsunuz… Bir bakıyorsunuz pandemi diye bir şey çıkmış. Liglere sizin de desteğinizle ara veriliyor. Dönüşte kalecinizin ayağı kırılıyor, yedek santrforunuz sezonu kapatıyor, diğer yedek santrforunuz 4 maç ceza alıyor. Bir maç sonra as santrforunuz da sakatlanıyor. Yine de umudu kesmiyor şampiyonluk için mücadele ediyorsunuz. Ligin lideriyle santrforsuz, stopersiz maça çıkıyorsunuz galibiyeti kaçırıyorsunuz. En önemli oyuncularınızdan birisini pandemi sonrası uzamayan ya da uzatılamayan sözleşmesi nedeniyle kaybediyorsunuz. Tüm bu eksiklerle diğer şampiyonluk adayıyla maça çıkıyorsunuz. -Şampiyonluk adayı dediğime bakmayın onlar da sürekli puan kaybediyorlar ve iyi de oynayamıyorlar. Takımın yarısı yokken bile halı saha maçlarında girilebilecek pozisyonlara girebiliyorsunuz. O da nesi hücum yaparken lehinize kart da gelecek bir faulde rakibe tekme atıp kırmızı kart görüyorsunuz. Taş olsanız çatlarsınız! Yahu sezonun başından beri yanınızdan geçene üfleseniz sarı kart veriyorlar. O tekmeyi savurmanın ne anlamı var Feghouli!? Allah ne verdiyse vuracaksan, girdiğin pozisyonlarda vuracaksın!
****
Son üç sezondur hakemlerden şikayet ediyoruz. Galatasaray’ı şampiyon yapmak istemediklerinden net olarak emin olduk. Buna rağmen baş ettik ve iki kez şampiyon olduk. Bu sene baş edemedik, şampiyon olamayacağız… Ama bu sefer ikinci bile olmamamız için ellerinden geleni yapıyorlar. Maç sonrası demeçlerden, sahadaki en basit faulüne, VAR hakemlerinin maça müdahale edişlerinden, maç hakemlerinin yönetimine kadar bu konuda özellikle pandemi sonrası hiç bir şey sekmedi!
****
Bu kötülükle baş etmek için önce sağlam bir yönetiminiz, medyada belli bir etki alanınız, federasyonda kötülüklere çomak sokacağına güvendiğiniz kişiler, geniş ve yaş ortalaması çok yüksek olmayan bir kadronuz olmalı. Zira kötülük hangi boşluğu bulursa oradan sızıyor. Boşluk sayısı arttıkça da bu durumla baş etme gücünüz azalıyor.
Tüm bu sıkıntılar varken nasıl oldu da şampiyon olduk daha önce ya da daha sonra nasıl olacağız derseniz; bu federasyonun evlat sayılarına bağlıyorum ben olayı. Bu ve önceki federasyonun “dört çocuğu” ve en az on tane de “yeğeni” var aynı ligde… İşte onlar herkesi birden mutlu etmeye çalışırken aradan sıyrılabilirsiniz. Yeter ki ayakta durabilecek bir organizasyon kurun…
Sonsöz
Galatasaray geçen hafta yazdığım gibi arma için mücadele etmeyi sürdürmeli. Ancak diğer yandan da alt taraftan yetişen “yetiştirilen” takımlarla farkı korumalı… Bu sene büyük bir hüsran yaşadık, sonu daha da büyük olmasın… Sonuçlar ne olursa olsun, yaşasın Galatasaray!
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/