Tüm sorun Fatih Hoca’da mı?

0
360

En baştan söyleyelim, bu yazı Fatih Terim’i aklama yazısı değildir. Ne bizim böyle bir misyonumuz ne de onun böyle bir şeye ihtiyacı vardır. Ancak görülen lüzum üzerine, bu yazıda kendimize göre olan doğruları yazmak istedik. Çünkü Galatasaray sürekli kan kaybediyor. Tek sorumlu ve günah keçisi olarak Fatih Hocanın gösterilmesi haksızlıkmış gibi görünüyor.

Kabul edelim ki, Galatasaray’ın ligdeki konumu hiç de alışık olduğumuz bir yer değil. Ancak, ligi 11. sırada bitirdiğimiz sezonda da takımın hocası da Fatih Terim değildi. Başka hocalar ile daha kötü sezonlar da yaşadık. Onun olmadığı dönemlerde eksi averajlar bile gördük. Diğer bir deyişle, her kötü sezonun sorumlusu Fatih Terim olmadığı gibi ligdeki bugün başarısız durumu da tamamen ona yıkmak aynı derecede mantıksızdır. Daha iki yıl evvel bu kulüp üst üste 2 yıl şampiyonluk yaşamadı mı? Takım her kötü gittiğinde kurtar bizi hocam diye Bodrum’da evinin önüne gidilmedi mi? Sadece başarı olduğunda mı bizim sevgili hocamız olacak?

Hiçbir zaman hoca tamamen hatasız demedik, diyemeyiz de. Bazı saha içi tercihleri, oyuncu değiştirmedeki zamanlama hataları, bazı oyuncularına fazlasıyla güvenmesi ve en önemlisi son yıllarda yardımcıları konusunda, kendi kendisini yalnız bırakması… Galatasaray futbol takımının, bugün bulunduğu kötü konumu salt bu branşa ait düşünmemeliyiz. Çünkü biz bir spor kulübüyüz. İçine bulunduğumuz bu yıl branşların genelinde böyle bir durum var. O hâlde hepsini çalıştıran olmamasına rağmen, Fatih Hocayı mı yoksa kulüp yönetimini mi sorgulayacağız?

****

Başka bir soru soralım; Hoca geçtiğimiz iki senede saha kenarında yalnız kaldı, girmemesi gereken konulara girdi, demedik mi? Bunun için cezalar almadı mı? Yönetim değişti ama hocanın yalnızlığı değişmedi. Keza, bugün yaşanan genel sıkıntının kaynağı olan ve koca bir canavar gibi karşımızda dikilen federasyonun muhatabı kulüp yönetimimiz değil mi? Galatasaray’ın kötü olmayan lakin vasatı da çok aşmayan futboluna görece, ligdeki kötü konumunu, sadece hoca başarısızlığı olarak değerlendirmek, TFF’nin tavrını ve Galatasaray Yönetimini aklamak, sütten çıkan ak kaşığa çevirmek manasına gelmez mi?

Bugün Galatasaray’ın bulunduğu başarısız konumda, yukarıda zikredilenlerin haricinde, sosyal medyada yer alan, maçlara gitmeyen, kulübün resmi mağazasından ürün almayan, sadece hocayı eleştiri üzerinden etkileşim ve maddi menfaat devşiren kişilerin payı yok mu? Bu kişilerin hepsi Pro Lisans sahibi de biz mi bilmiyoruz? Kaç defa bir takıma antrenman yaptırtmışlar ya da hayatları boyunca toprak sahada hiç futbol oynamışlar mı? Oturduğu sıcacık koltuktan, sosyal medya üzerinden “Fatih Terim İstifa” yazmak ne kadar da kolay! Tabi ki Adanmış Hayatların içinden, statlarda cefa çeken kardeşlerimiz istisna. Kolaycılığa kaçmaktan ya da bunu bir görev olarak yapmaktan dolayı hoca gitsin diyenlerin yanında, Galatasaray zarar görmesin diye, farklı analiz ve çıkarımlarla ayrılık söyleminden bahseden renktaşlarımız da var elbette…

Galatasaray kötü konumda çünkü;

  • Karşımızda “Asla Galatasaray’ı affetmeyeceğim” diyen Galatasaray Kompleksi altında ezilmiş bir TFF başkanı VAR!
  • Aynı başkanın yönetiminde, Galatasaray düşmanlığını hayat felsefesi yapmış iktidar destekli TFF yönetim kurulu üyeleri ve alt kurullarının yöneticileri VAR!
  • Sahada, bildikleri tüm kutsallarına ihanet edercesine, gözlerini kapatıp Galatasaray’a adalet terazisinde hep zarar veren hakemler VAR!
  • Bu düzene, çeşitli sebeplerden direnç iradesi gösteremeyen mevcut ve geçmiş yönetimler var!
  • Bir metreden, topu kale çizgisinden içeri geçiremeyen futbolcular var!
  • Yönetim ve camianın dinamiklerini harekete geçirmekten uzak, akil kabul edilen Galatasaraylı üyeler var!
  • Belki de en önemlisi, birlikteliğin ana omurgasını oluşturan taraftarların arasında bizden olmayan fitne sokan ne olduğu belirsiz kişiler var!

Fatih Hoca da yukarıdaki satırlarda saydığımız hatalarıyla var elbette. Ancak herkes kalsın o gitsin demek ülkenin ve futbol camiamızın içinde bulunduğu durumu hesap etmeden hayalcilik yapmak demektir! Sahi hoca gidince her şey düzelecek demek biraz da Pollyannacılık değil mi? Hele de “Hocayı gönderin her şey düzelsin, üstünüze gelmeyelim” diye aba altından sopa gösteren Türkiye’deki futbol yönetimini kim ya da kimler destekliyor? Hocaya gitsin deyince, onların değirmenine su taşımıyor muyuz?

****

Bir başka argüman da başarısız olan herkes gider denilmesi. İyi hoş da, hoca ile kazanılan başarıların Türk Futbol tarihinde benzeri var mı? Hiç mi kredisi yok hocanın? Arsen Wenger, Arsenal’i tam 22 yıl çalıştırdı. Sadece 3 lig şampiyonluğu var ve 9 yıl (2005-2014) tek kupa dahi alamadı. Üstelik karşısında, Arsenal’e veya kendisine düşman olan bir İngiltere Futbol Federasyonu da yoktu. Biz futbolu, mucidi olan İngilizlerden daha mı iyi biliyoruz? Derdimiz ne? Üzüm mü yemek, bağcıyı mı dövmek?

Fatih Hoca,

  • Şapkasını önüne koyup düşünmelidir,
  • Saha kenarında kalmanın bir yolunu bulmalıdır,
  • Evlatçılık yapmamalıdır,
  • Kendisine “gerçek” yardımcılar seçmelidir,
  • Bazı oyunculara artık gereğinden fazla bel bağlamamalı, gerekirse göndermelidir.

Dün maçı izlediğimizde, saha içinde oyuncuların kendine olan güvenlerini kaybettiklerini ve ne yaparlarsa yapsınlar hakemin galibiyeti bir şekilde engellemeye niyetli olduğu hissine kapıldıklarını, bizim gibi sağduyulu taraftarlar mutlaka görmüştür. Yüzlerinde endişeyle karışık bu ifade vardı. Oysa aynı ifadenin zerresini, Avrupa kupalarında oynanan maçlarda görmedik. Bunun sebebi nedir? Hocayı el birliği ile gönderirsek ve ardından o kulvarda da menfi yönde tablo tersine dönerse sorumlusu kim olacaktır?

Bu takım neden kuruldu?

Bu takım sezon başında ifade edildiği üzere bir proje maksadıyla kuruldu. Çok açıktır ki eksikleri de var. Amaç ise; geleceğin takımını oluşturmak. Galatasaray’ın ve aslında tüm kulüplerimizin içinde bulunduğu sıkıntılı şartlardan çıkıp ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak. Genç bir yaş grubuna sahip bu takımın hemen ilk senesinde şampiyonluğa ulaşmasının zor olduğunu en az bizim kadar Fatih Hoca da bilmiyor muydu sizce? Neden bunca başarıyla dolu kariyerini riske etti? İstese yeni yönetime bu sene Beşiktaş’ın kurdurduğu gibi iyi bir kadro kurdurup garantici davranamaz mıydı? Hem Beşiktaş böyle bir kadro kurdu da başarılı mı oldu? Bunun da garantisi var mıydı?

Ya peki, hoca gidince yeni gelecek hocanın başarılı olacağının garantisi var mı? Yoksa, siz federasyon bizimle uğraşmasın diye mi hoca gitsin istiyorsunuz?

Fatih Hoca daha öncede gitti. Merak etmeyin başarısız olduğunda yine gitmesini bilir. Ancak böyle değil, bu şekilde değil. Federasyona, takındığı kalleşçe tavır sonucu zafer kazandırıp sevinç naraları attıran bir sonla değil. Yoksa biz de gidip bu kalleş düzenden daha fazla yara almasındansa keyfince yaşasın istiyoruz. Gitsin, evlatları torunları ile olsun bu kirli düzenden uzak olsun istiyoruz. Ama biliyoruz ki, o gider de yerine Galatasaray’a yaptığı hainlikle hep hafızamızda yer alacak olan Okan Buruk gibi, birilerinin desteklediği başka bir çalıştırıcı gelirse, çok değil üç-beş ay sonra Fatih Terim’in ismi camiada tekrar konuşulmaya başlanacak.

****

Tabi ki genç spor adamları görevlere gelmeli, yeni isimlere kadrolar emanet edilmeli. Doğanın ve futbolun kanunu bu. Fakat bugün, resmen savaş yaşadığımız bu federasyon ve futbol iklimi ortamında değil. Çünkü Fatih hocaya bunu yapanlar, daha deneyimsiz hocalara neler yaparlar, lütfen bir düşünün. Kimse bir koltukta sonsuza dek oturamaz. Bizimki gibi, koltuğa oturanların kalkmamak için kırk takla attığı ülkelerde bile…

Umarız Galatasaray Yönetimi, içinde bulunduğu türbülansı atlatıp Galatasaray’ın haklarını gerektiği gibi savunmaya başlar. Tabii hocayı da. Bu yanlı, taraflı ve Galatasaray düşmanı federasyonun gitmesi için eldeki tüm imkanlar kullanılmalıdır. Galatasaray camiası topyekûn bu hedefe yöneltilmeli eğer orada başarı sağlanır da hoca o durumda yine başarısız olursa diğer seçenekler o vakit tartışılmalıdır.

Hocaya sevgi ve saygımızdan dolayı değil, bu adaletsiz savaşın önünde bayrağı taşıyanın o olacağı gerçeğidir devam etmesini istememiz sebebi. Bu yazıdan sonra varsınlar bize “Terimsporlu” desinler. Bugün Galatasaray’ın menfaatinin, onu orada tutmak olduğuna inanıyorsak bunu ifade etmekten asla kaçınmayacağız. Zira, hocanın da dediği gibi, “Galatasaray’ı terk etmek olmaz. Aslolan Galatasaray, var olan Türkiye’dir”

Pusulanız Galatasaray Olsun!

Twitter: https://twitter.com/MiralayMMA

Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!

İletişim: 3numaraliuye@gmail.com

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız