Ülke olarak hak etmiyoruz!
Nereden başlasam bilmiyorum ki?
Bazen insan, aklından geçenleri kelimelere dökerken zorlanıyor. Kendi olmaktan çıkıyor. Ama gerçeklerin inanılmaz acımasızlığı sizi buna itiyor.
Son üç haftadır, Fatih Terim özelinde, Galatasaray hakkında inanılmaz bir linç kampanyası var. Bu durumun sebepleri olduğu gibi tabi ki Başkanın dünkü son açılamasında olduğu gibi sonuçları da olacak.
Futbolun çakalları, geçen senenin intikamını almak istercesine tüm güçleri ile saldırıyorlar.
Sebepleri o kadar çok ki:
- En başta, Futboll Leaks belgelerinin su yüzüne çıkmasını istemiyorlar, bu nedenle suni gündem oluşturmaya çalışıyorlar,
- Galatasaray’ın olası başarıları sayesinde, aradaki farkı açmasından, ekonomik olarak rahatlamasından korkuyorlar,
- Taraftarı olmayan ancak birilerinin “projesi” olan takımı geçen sene şampiyon yapamadıkları için zor durumdalar ve bu sene başarmak istiyorlar,
- Fatih Terim’in siyasi olarak kimseye yanaşmamasından dolayı rahatsızlar ve inanılmaz bir Fatih Terim kompleksi yaşıyorlar,
- Fatih Terim’den milli rövanşı almak istiyorlar ve kazandığı tazminat konusunda son derece rahatsızlar,
- Kendi karanlık tarihlerinin benzerinin, Galatasaray’da olmamasını hazmedemiyorlar.
Ve aklımıza gelmeyen daha niceleri…
Ve öyle cahil bir rakip taraftar güruhu var ki mal bulmuş mağribi gibi bu karalamaların peşinden gidiyorlar. Tabi ki hepsi aynı değil. Gerçekleri görenlerde var. Bunun en canlı örneğini Konyaspor maçında, dürüst biçimde penaltı olmayan pozisyon hakkında doğruları konuşan rakip taraftarların yazılarında gördük.
Oysa bu güruh, işin sonunda Galatasaray’la beraber zararı görecek kesimdir.
Kim ne derse desin kuruluş felsefesinde “Türk olmayan takımları yenmek” olan kulübümüz Türkiye’nin dünya çapında bilinen en önemli markalarından biridir. Belki Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra ikincisidir.
Fenerbahçe maçı için Fırat Aydınus, Konyaspor maçı için ise Hüseyin Göçek ve Halis Özkahya “tetikçi” olarak ön plana çıkarılıyor. Ama esas tetikçi TFF olmasın?
Futbol Leaks
Bu konu başlı başına sayfalarca irdelenmeli. Ve başka bir makalenin konusu. Ama kısaca bugün Türk Futbolunun başında bulunan şahsın ve işbirlikçilerinin çevirdiği kirli işlerinin bir anahtarı. Bu olaylar kelime manasında olduğu gibi sızıntı olarak yayılmaya başladı. Bu olaylar, toplumsal adalet hassasiyetinin olduğu bir ülkede gerçekleşmiş olsa, bu şahıs şimdiye kadar defalarca sanık koltuğuna oturmuştu. Oysa, bu şahıs evrakta sahtecilikten tutun da şike aklamaya kadar birçok olayın sorumlusu iken pişkin pişkin başkanlık makamını işgal etmektedir.
Cristiano Ronaldo’nun ertelenen iki yıl hapis ve 18.8 M€ ceza almasına neden olan vergi kaçakçılığının Futbol Leaks belgelerinden çıktığını hatırlatırım. Ronaldo gibi dünya çapında ve bilinen bir futbolcu bu cezayı alırken, bizim başkan gayet rahat hiçbir şey olmamış gibi makamında oturmakta.
Peki, Guardian ve Le Monde gibi iki saygın gazete İnfantino’yu Türkiye’deki şikeyi aklamak rüşvet için aldığını iddia ettiği dönemin TFF başkanı kimdi??
Yine aynı isim değil mi?
O halde bugün Türk Futbolunu üçüncü dünya ülkeleri klasmanına düşüren, hayattayken babasının şirketlerine dahi yaklaştırmadığı bu zat-ı muhteremin hangi yaptığı işler ülkeye faydalı olacaktır ki?
İşte yaşanan kaotik ortamda Galatasaray’ın dilim dilim doğrandığı şartlarda, Başkanımızın da dediği gibi, gün birlik olma günüdür.
Acımasız bir senaryo sahneye konuyor. Cezalar, haksız kararlar. Konyaspor maçının son bölümünü izlerken aklımda ne 10 kişi kalmamız vardı ne de galibiyet golünü atabilir miyiz? diye düşünebildim. Aklımda tek olan, aman Allah’ım ne olur seyirci çıldırıp da sahaya girmesin. İşte bu felaket olur diye düşündüm. Çünkü, yapılmak istenen bu. Biliyorlar ki, başkanını, hocasını, futbolcusunu da cezalandırsak bu taraftar yine kulübü tutar kolundan kaldırır. Öyle olmadı mı? Dursun Özbek kulübü yokuş aşağı götürürken taraftar bu duruma müdahale etmedi mi?
İşte korkulan budur; Büyük Galatasaray taraftarı…
Bizler şampiyonluklar için Galatasarayı sevmedik. Renklerini, armasını, ruhunu sevdik. Nasıl ki biz iyi futbol oynadığımız bir maçta yenilse de takımımızı alkışlarsak, aynen hakkımız olmayan başarılı olamadığımız bir sezonda da şampiyonluk istemeyiz. Adaletin olmadığı, başkalarının hakkının yendiği bir şampiyonluk bize keyif vermez. Biz çocuklarımıza anlatırken, “sarıyla kırmızıyla, alnımızın akıyla” kazandığımız şampiyonlukları anlatmak isteriz.
Buna mukabil hakkımızı da asla ama asla yedirmeyiz. Başkan son açıklamasından sonra nihayet bir eylem planı ortaya konacağını hissettirmiştir. Başta söz konusu hakemler ve devamında TFF’nin istifasını istemiş, futbol leaks belgelerinin gün yüzüne çıkarılacağını belirtmiştir.
Taraftar olarak bizler bu çarkın dönmesini sağlayan, para musluklarına darbeyi, yayıncı kuruluş boykotu, çarkın sorumlusu isimlerin şirketlerine boykotlar olarak göstermek durumundayız. Biz şampiyonluk için değil, kokuşmuş, kirli futbol düzeninin temizlenmesi için gerekirse UEFA, FIFA ve benzeri kurumları göreve çağırmalıyız. Organize olup aramızdaki küskünlük ve dargınlıkları bırakıp hedefe tek bir ok gibi gitmeliyiz.
Ve bunu sadece Galatasaray için değil Türkiye’de yaşayan hangi takımı tutarsa tutsun milyonlarca futbolseverin, aklında soru işaretleri olmadan keyifle futbol izleyebileceği bir ortamın oluşması için yapmaya çalışmalıyız.
Biz ne kadar Galatasaraylı da olsak zannetmiyorum ki gerçekten futbola aşık hiç kimse bugünkü futbol yönetiminden memnun olamaz. Eğer memnun olan varsa onun ki futbol aşkı değil fanatizmin karanlık yüzüdür.
Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan futbolseverler bu kötü ortamı hak etmiyor.
Umarım kişisel menfaatler yerine, amatörce ruhunda tuttuğu takımı destekleyen gerçek futbol sevgisi olan insanlar kazanır.
Twitter: https://twitter.com/byymiralay
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Ayrıca yeni açtığımız ana twitter hesabımızı: https://twitter.com/3numaraliuyecom hesabımızı takibe almayı unutmayın!