Ligin en güçlü kadrosunu en istikrarlı sürecine girmiş takvimler Mayıs ayını gösteriyor. Ali Sami Yen Mayıs ayının akşam güneşini içine çekiyor. Sahada, tribünde, sokakta, televizyonda her Galatasaraylının yüzünde şampiyonluk güveni ve gülümsemesi var. Bu güveni hakem baskısıyla, medya yoluyla, sosyal medyayla ya da baba parası ile kıramazsınız.
Bülent Uygun’a Ders
Sivasspor teknik direktörü Bülent Uygun Fenerbahçe’ye karşı saha çıkardığı kadro, taktik anlayışı, Bartuğ Elmaz’ı 86 dakika oyunda tutmasıyla sessiz sedasız bir mağlubiyete yürümek istemişti. Ancak sahada üçten fazla namuslu oyuncu varsa kendi takımınızı bile durduramayabiliyorsunuz. Sahadaki durgunluğa isyan eden Koita ve Manaj maçı berabere bitirmişti. Öyle ki maçtan sonra aldığı puanın üzgünlüğünden demeç bile vermemişti Bülent Uygun.
Aynı Bülent Uygun Galatasaray maçına doğru sert demeçler veriyor ve motivasyonunun üst seviyede olduğunu gösteriyordu. Normal bir ülkede bu iki tutarsız yaklaşım medyada yer bulur ve teknik adamın tutumu yerden yere vurulurdu. Ülkedeki iklim etik dışı davranışlar gösterenlere fırsat veriyor. Durum böyle olunca medyanın yerden yere vurması gereken teknik adamın takımını yerden yere vurarak ders vermek gerekiyor.
Futbol bu yüzden güzel, adaleti kendiniz tahsis edebiliyorsunuz…
Maça Gelirsek
İstikrarlı kadromuzun ilk on birdeki her oyuncusu formda ve ağırlığını ortaya koyuyor. Rakip ekstra motive olduğunda her oyuncuya önlem alıyor. İlk olarak İcardi’ye odaklanıyorlar. İcardi markajcılarını gezdiriyor ve bezdiriyor. Sonra Barış, Mertens ve Ziyech’e önlem almak istiyorlar. Ancak bu oyuncular o kadar farklı oyuncular ki bunlara önlem almak İcardi’ye önlem almaktan daha zor. Özellikle Barış’ın öngörülemez bir oyuncu olması, kurduğu fiziksel üstünlük ve sürati maçın 0-0 olduğu anlarda çok önemli.
Maça aslında Barış Alper’le başladık diyebiliriz. Ancak Arda Kardeşler ayakta kalamayan Sivassporlu oyuncular lehine faul çalınca Barış’ın etkinliği çok az da olsa ertelendi. Ertelendi ama engellenemedi tabii ki… Savunmanın arkasına sarkan Barış arka tarafta boşta olan Ziyech’e al da at dedi ve Faslı yıldız yine kilidi açtı. Ardından bir kez daha savunma arkasına sarkıp yine içeri çıkardı. İcardi savunmayı süpürdü, arkadaki Mertens farkı ikiye çıkardı. İlk yarıda İcardi’ye yapılan faulü görmeyen Arda Kardeşler ve penaltı uyarısı vermeyen VAR ekibi farkın ilk yarıda üçe çıkmasını engellemiş oldu.
İkinci Yarı
İlk yarıda topun hızını, pas tercihleri, atak sonlandırmaları çok iyi ayarlamıştık. İkinci yarının başında bu konuyu biraz kaçırınca Sivasspor daha fazla ofansta kalmayı başardı. Bir arka direk korner organizasyonuyla farkı bire indirdiler. Bu golle birlikte tekrar silkelenen Galatasaray çok kısa sürede İcardi ile farkı ikiye çıkardı. Golle tekrar ivmeyi lehine çeviren Galatasaray maçın sonuna kadar adeta 0-0 devam edem bir oyunmuş gibi rakibe baskı kurdu. Maç sonucu 6-1 yazsa da oyunculara bu bile yeterli gelmemişti.
Fark yüksek olduğu halde rakiplere gözdağı verircesine mücadele eden, pozisyonlardaki haklarını savunan oyuncular şampiyonluğu ne kadar istediklerini cümle âleme gösterdiler.
Okan Buruk
Ligin başında geç gelen yıldızları takıma adapte etmeye çalışırken hem lig hem de Şampiyonlar Ligi’nde en iyi oyunları oynatmayı başaran bir Okan Buruk vardı. Bu süreçte isimlere yer açmak adına Kerem’den on numara çıkarmak, Zaha’yı takım oyununa ikna edememek, Angelino tercihinde yanılmak ve Kazımcan’daki sorunu çözememek gibi sorunlarla boğuştu. Beşiktaş maçında sakatlanan İcardi’nin uzun bir süre performansında düşme sorununu yaşadı.
Tüm bu sorunlara rağmen Şampiyonlar Ligi’nde son haftaya kadar iddiasını sürdürdü. Ligde de zirve mücadelesini her türlü yapılan ayak oyununa rağmen bırakmadı. Son olarak Kadıköy’de adeta fiziksel saldırıya uğrayan İcardi’yi dinlendirme kararı aldı. Üstüne bir de Boey satıldı.
Boey’siz ve İcardi’siz geçen süreçte sadece Sivas’ta onda da verilmeyen penaltılara rağmen puan kaybetti. Beksiz geçen süreci nasıl atlattığını hepimiz biliyoruz. Ligi bir şekilde beksiz atlattık ama Avrupa’da bunu yapmak kolay değil. Kötü bir skorla Sparta Prag’a elendi. Türkiye Kupasına da veda etti.
Ancak ligde inanılmaz bir süreci örmeye başladı. Köhn’ün takıma katılmasıyla takımın kırık kanadı onarıldı. Sağ bekte önce Barış sonra Kaan süreci çok iyi götürdüler. Barış yükselen formuyla iyi bir yedekten üst düzey bir jokere geçti. Tüm bu süreç ilerlerken takımın fiziksel kapasitesi yavaş yavaş vites yükseltti. Ve Mayıs ayına girdiğimiz bu günlerde rakibin umudunu yerle bir edecek seviyeye getirdi.
Her sezonun mücadelesi uzun bir maraton… Bu maratonu koşarken nerede yavaşlayacağınızı, nerede hızlanacağınızı teknik adamlar planlıyor. Ligin sonuna gelindiğinde yüksek fiziksel performans, yüksek form grafiği, yok denecek kadar az sakatlık yaşıyor olmak Okan Buruk’un eseri.
Bu planlamacıyla ligin başında yaratacağınız rüzgârla baş edemezsiniz. Ondan iyi olacaksınız ki ondan iyi olmadığınızı biliyorsanız işiniz başkalarına kalıyor. O zaman tüm engelleri de aşan Okan Buruk’un bükemediğiniz bileğini öpeceksiniz.
Yine Takımsaray
Dünyaya kendilerini ispatlamış adamlar kazanmak için adeta topu ısırıyor. Kazanmak yetmiyor, farkı arttırmak için ısırıyorlar. Saha içi yardımlaşmaları üst seviyede… Maç sonu sevincinde demokratik bir şekilde üçlü payesi veriliyor. Takımın kaptanı o an sahada olmayan Ziyech’i çağırmak için 100 metre koşucusu gibi hareket ediyor. Galatasaray sadece bir an değil, her an şampiyonluğu istiyor. Barış, İcardi, Mertens, Ziyech ofansta diğerleri savunmada o kadar iyiler ki maçın oyuncusunu seçmek kazanmaktan zor oluyor. Geriye sadece matematiksel olarak şampiyonluğu ilan etmek kalıyor.
Sonsöz
Bugün puan kaybedeceğimiz beklentisi içinde maçımızı izleyen rakip taraftara güzel bir futbol şöleni sunduk. Eminim “içlerinden biz bu takımın sahasına nasıl konuk olacağız?” demişlerdir. Futbolcuları da teknik adamları da demiştir. Biz keyifle oynamayı, rakibi keyifle beklemeyi sürdürüyoruz. Bakalım bize şampiyonluğumuzu ilan ettikten sonra mı gelecekler, yoksa onların eşliğinde mi ilan edeceğiz. Kısa zaman içinde göreceğiz…
Yine bir destan yazıyor Galatasaray. Taraftarı olarak bizler de ona eşlik ediyoruz. Yeni kupanın ellerimizden yükselişini dört gözle beklyoruz.
Yaşasın Galatasaray!
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/