Avrupa’ya gerçek ruhumuzla dönüş sürecince önemli bir maça çıktı Galatasaray’ımız bu akşam. İlk 3 maçı gol yemeden ve 7 puanla lider olarak geçen Galatasaray bu akşam liderliğin kalıcılığı için büyük bir mücadele verdi. Yine diğer maçlardaki gibi üst düzey bir savunma konsantrasyonu ile maça çıkan takımımız, diğer 3 maçın aksine gole daha rahat kavuştu. İlk devreye 1-0 önce geçiren takımımız, ikinci yarıya oyun planında değişiklik yapmadan çıktı. Oyun 0-0’ken bile hızlı ataklarla gol arama kurgusu olan takımda öndeyken değişiklik olmasının da pek anlamı yoktu.
İkinci devreye beklendiği üzere Rus ekibinin baskı kurma çabaları ile girdik. Bu kısmi baskıdan hızlı çıkışlar yaparak pozisyonlar bulduk. Özellikle Feghouli ile yakaladığımız golü atsak bambaşka bir son periyot izleyecektik ama ne yazık ki olmadı.
Fatih Hoca’dan İlk Müdahale
Fatih Hoca maçtaki ilk değişikli hakkını yeterli maç kondisyonu olmayan ve hafifi bir sakatlık geçiren Feghouli’yi dışarı alarak, Barış’tan yana kullandı. Genç oyuncuların sahaya sürülmesi beni çok mutlu ediyor. Ancak sanki bu değişiklik yerine başka bir gencimiz Mohammed oyuna erken girseydi, Halil’in maçın sonlarında yarattığı ofansif kaosu golü yemeden yaratabilirdik gibi geliyor. Her iki Hoca’da maça müdahalelerde bulundu. Ancak Lokomotif Moskova Yedlin’in boş bıraktığı yerden oyuna yeni giren Kamano ile beraberliği sağladı. Beraberliği sağlayan deplasman ekibi gruptaki sıralamasına tamamen uyumsuz bir biçimde zaman geçirerek beraberlik kovalamasına rağmen son dakikalarda çok fazla pozisyon verdi. Pozisyon buldukça cesareti artan Galatasaray diğer yandan pozisyon da vermeye başladı.
Yanarım da yanarım!
Maçın son dakikalarında bulduğumuz pozisyonları kaçırmak değil de kaçıramamak en çok canımı sıkan şeylerden birisi oldu. “Ben vurmayayım sen vur, yok olmaz sen vur.” şeklinde açıklanacak o kadar çok pozisyon oldu ki. Ne yapacağımızı bilseydik maçı 3 farklı hale bile getirebilirdik. Genç bir takıma sahip olduğumuz için oyuncular bazen kendini göstermek için erken şut tercihleri kullanıyorlar, bazen de sorumluluk alıp vurması gereken zamanda vurmuyorlar. Tıpkı bugün Kerem’in, Halil’in bazı tercihlerinde olduğu gibi. Bu yüzden net golcü meselesi çok önemli. Gomis’in geçmişte yaptığı katkı buydu. Belki Halil gibi dönemez, kelebek gibi aralardan süzülemezdi ama tercihleri hep finali yapmaya yönelikti. Fatih Hoca ne yapıp edip Mohammed ya da Diagne’nin olduğu bir plan bulmalıdır. Halil de yardımcı forvet rollerinde değerlendirmelidir. Halil hem kanatlarda hem de merkezde etkili olabilecek bir oyuncu. İyi bir kondisyon, doğru pozisyon almalarla Elmander’i, Necati’yi unutturur bize. Evet Avrupa oyununda tek gollü bir galibiyet için belki iyi bir tercih ama her zaman da tek gol yetmiyor. Yakalayınca atamazsan da bu akşam ki gibi bir durumla karşılaşıyoruz. Halil’i çok beğeniyorum. Bugünkü golde de muazzam bir katkısı vardı. Ama ben Halil’in yeterliliğinin sorgulandığı bir aşamadan ” best of player” olabileceği bir kategoriye geçmesini istiyorum.
Kısa Kısa
- Muslera’nın da puana katkı yaptığı bir Avrupa akşamı yaşadık. Özellikle çizgide üst üste çıkardığı top tamamen zihinsel ve fiziksel çalışkanlık içeriyordu.
- Marcao’nun büyüdüğü, beraberinde Nelsson’un da büyüttüğü bir sürece tanık oluyoruz. Ofansif olarak baskın olduğumuz günler geldiğinde sırtımız geride rahat rahat maç izleyeceğiz.
- Van Anhoolt’un iyi savunma yaptığı, hücuma da iyi çıktığı bir maç izledik. Final hamleleri için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Keşke Ömer’in hücumdaki arzu ve bakış açısının yarısını O’na ekleyebilsek.
- Avrupa maçları ile kendini bulan Yedlin bugün biraz düşük bir performans sergiledi. Özellikle gol O’nun olması gereken yerden geldi. Aslında Yedlin’in performansının düşüklüğü biraz da rakip takımdan kaynaklı gibiydi. Yedlin’in kanadını az kullanan Rus ekibi Yedlin’in maç içinde kopukluklar yaşamasına neden oldu. Özellikle Lazio maçında sürekli kanadı zorlanan oyuncu o gün iyi savunma yaparak ayakta kalmış ve Boey’in yokluğunu unutturmaya başlamıştı.
- Taylan yokluğunda bir maça daha çıktı Berkan. Daha iyi pozisyon aldı, daha çok ara toplara girdi, daha çok boş toplara müdahale etti ve topla ilişkisi de önceki maçlara göre iyiydi. Özellikle pozisyon almadaki gelişimi beni çok memnun etti. Genç oyunculara sahip olmanın en güzel tarafı kervan yolda giderken gelişim kaydetmek. Berkan daha da büyüyecek!
- Cicaldau’nun tek top dokunuşları beni mest ediyor. Tek top oynamadığı anda da kafasını kaldırıp hep oyunu açmaya çalışıyor. Daha çok uzaktan gol, bir frikik golü onu baskın oyuncu seviyesine atlatabilir.
- Morutan bugün hücumda çok top kaptırdı. Ancak orta sahada verdiği savunma mücadelesi çok üst düzeydi. Ben yetenekliyim duygusunun arkasına sığınmıyor. Olduğu zaman tam olacak.
- Kerem duraklama dönemini atlatmış. Tekrar gelişim dönemine dönmüş. Ancak bu gençlerin skor baskısı yaşamadıkları maçlara ihtiyacı var.
- Bu sene Feghouli ve Babel’e ön yargılıyım. Aldıkları ücretler ve verdikleri performanslar yeni takımımızın ruhuna ters geliyor. Düşünsenize 700 Bin TL alan oyuncu Kerem, takımın en çok maçta forma giyen ve maçların seyrini değiştiren oyuncusu oluyor. 4,5 Milyon Euro alan oyuncu acaba fazla kilosunu verecek mi, katkı yapacak mı diye bekliyoruz. Düşük maaş ortalaması ile de alırsanız 3 puan alıyorsunuz, yüksek maaş ortalamalı takımda da. O yüzden tercihim genç ve maliyetsiz oyunculardan yana. Ancak Fatih Hoca sahada bir tane tecrübeli oyuncu verimi arıyor. Daha önce uzun süre kulübede beklettiği Feghouli sonrasında bizi şampiyon yapmıştı. Muhtemel son kontratının peşinde koşacak Feghouli’nin antrenman performansı da iyi olmalı ki Hoca onu haftalardır bekletirken oyuna almaya başladı. 30 Milyon’dan Euro’dan fazla bir toplam maliyeti olan ve iki şampiyonluğa katkı yapan Feghouli, artık düşüş trendini bırakıp, finalini iyi yapmalı ve maliyetinin hakkını kısmi de olsa vermeli.
- Final vuruşları, final pasları ve duran top sorunsalı gibi üç sorunumuz var. Vuruş ve paslar takım oturdukça çözülüyor da düzelecekmiş gibi gözüken duran top meselemiz bir türlü düzelmiyor. Bu sorunu Fatih Hoca çözemiyorsa, yardımcılar çözemiyorsa, oyuncular inisiyatif alıp da çözemiyorsa bir zahmet dışarı bakmanın zamanı gelmiştir. Yurtdışından bir duran top antrenörü getirmek ayıp değil. Bu sorun öyle bir hâl aldı ki eğer çözülmezse bir kampanya bile başlatsak yeridir. Çok şeker genç bir takım kurmuşuz, bazen rakibin kilidini daha rahat açmak için, bazen işler kötü gittiğinde duran top kullanabilsek de takımımıza yazık etmesek olmaz mı? 1 golle şampiyonluk kaybeden takım bu konuda nasıl sabırlı oluyor, anlamış değilim!
Sonsöz
Bugünkü kaçan galibiyete üzülsek de puan durumundaki yerimizi grubun son maçına kadar koruyacağımızı düşünüyorum. Özellikle Avrupa maçlarında takımın saha içi ve saha dışı bütünlüğü beni bu inanca itiyor. “Organize kötü federasyonumuza” yaptığımız başvurunun sonuçsuz kalması karşısında yönetimimizin aldığı tutumu da bu birlik beraberlik sürecine dahil ediyorum. Galatasaray yönetimi doğru stratejiler izliyor, tribünleri henüz oyuna dahil oluyor, genç ve dinamik kadronun başarı isteği çok net. Duran top ve net gol sorunumuzu çözersek organize kötüleri çok üzeriz. Haydi eksikleri gidermeye! Galatasaray’la kalın!
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/