İlginç ve güzel bir akşam oldu benim için. Maç kadrolarını görünce bir an için Ziraat Türkiye Kupası rotasyon kadrosu mu, acaba ben maçları mı karıştırdım, diye düşünmüştüm. Lig maçı olduğunu görünce olası aksi senaryolar, değişiklik ihtimalleri hepsi kafamda canlandı. Ancak Galatasaray, Diagne ile geçen hafta yediğimiz şok gole nazire yaparcasına erken bir gol buldu. Sonrasında Galatasaray oyunu rakip alana yığdı ve geçen haftanın “gizli oyuncusu” Belhanda’nın yaptığı hat-trick ile daha ilk yarıdan dört farklı skora ulaştı.
Sezonun En Rahat Galibiyetlerinden Birisi
Sezonun en rahat galibiyetlerinden birisini alırken rakip kalecinin ilk maçı olması ve kötü gününde olmasına gönderme yapılabilir belki. Ama tecrübesiz kalecilere şut bile atamadığımız günleri hatırlayınca skoru kaleciye değil takıma yazmak lazım.
Aslında Galatasaray takımı uzun süredir takıma harcadığı bütçenin çok azını sahaya sürerek şampiyonluk yarışı veriyordu. Bugün sahada Belhanda ve Diagne dışında 2 milyon € barajını aşan oyuncu yoktu. Falcao, Feghouli,Muslera, Linnes, Omar ve Etebo gibi bütçe ayırdığımız oyunculardan sadece Feghouli ve kısmen Linnes’ten katkı aldık bu sene. Kadroya bu açıdan bakınca, ligdeki iddia durumuna da bakınca şampiyonluk için çok para değil, doğru para harcamak gerekliliği bir kez daha ortaya çıkıyor. Galatasaray’ın artık oyunculara “hayatının kontratını” vermek yerine, “kendini göster, bizden sonra iyi para kazan” düşüncesine dönmesi gerekir. Muslera’nın yenilenecek kontratında maaş yükü aşağı çekilirken Falcao, Babel, Feghouli ve Belhanda ile yollar ayrıldığında Galatasaray takımına uzun bir süre daha pranga vurulacak kontrat verilmemelidir. Transfere tekrar döneriz, şimdi maça dönelim.
Maça Dair
Geçen haftanın cezası iki bek Saracchi ve Linnes’e kesilmiş. Covid 19 virüsü kapana kadar çok iyi form tutan Emre Taşdemir ile müzmin yedek Şener Özbayraklı bugün şans bulmuştu. Formsuz Luyindama cezası biten Marcao’ya formasını devrederken, yine cezası biten Arda, cezalı Ömer’den formayı tekrar almıştı. Galatasaray erken gol bulduğunda uzun süredir pozitif sonuçlar alıyor. Seri şekilde puan topladığımız haftalarda da bu böyle oldu. Galatasaray’ı zirvede tutan da bu. Ama Galatasaray’ın asıl sorunu geri düştüğü maçlarda gösterdiği reaksiyon. Eğer bu sorun çözülürse rakiplere göre çok daha ekonomik bir kadro ile şampiyonluğu göğüsleyebiliriz.
Galatasaray bugün tüm maçta oynamak istediği yayılımla ve golle başladı. Emre Taşdemir ceza sahasına yakın konumlanmış, Diagne daha hareketli, Arda ceza sahasında destekte. Aslında ilk golü bulduğumuz andan itibaren bu formasyonu izledik. Oyun Emre Taşdemir, Emre Akbaba ve Arda ile sola yığılacak, Diagne daha hareketli olacak ve soldan gelen ataklarda Oğulcan santrforu ikileyecek. İlk golden sonra bunu defalarca izledik. Bulduğumuz pozisyonları golle sonuçlandırdık ve farka koştuk.
Kısa Kısa
- Bugün savunmaya defansif anlamda neredeyse hiç iş düşmedi. Ancak Gençlerbirliği takımının zayıf bir ofans hattının olması ve Marcao’nun varlığının da bunda katkısı çok büyük. Marcao varken takımın saha içi konumu değişiyor. Oyuncular daha rahat pozisyon alıyor. Defanstan çıkarken top kaybı sayısı azalınca da hem yorulmuyorlar hem de kartlık fauller yapmak zorunda kalmıyorlar.
- Fark olunca herkes gol atanlara bakacak belki ama Emre Taşdemir’in bugünkü oyundaki katkısının büyük olduğunu düşünüyorum. Emre özgüven kazandıkça milli takımın yolunu açan günlerine dönebilir.
- Taylan’ın varlığı büyük bir olay. Taylan için de Marcao’nun varlığı çok önemli. Marcao olduğunda topla daha rahat yerlerde buluşuyor ve daha ayrıntı işlere yönelebiliyor.
- Emre Akbaba bugün de 90 dakika oynadı. Emre normalde ilk on bir oynayacak ve maç tamamlayacak durumda değil aslında. İşler iyiyken de kötüyken de Fatih Hoca Emre’de ısrar ediyor. Sanırım Emre’yi kazanmanın tek yolunun bu olduğunu düşünüyor ve risk alıyor. Emre’nin bunun karşılığını vermesi için çok çalışması gerekli. Hazır duran toplar sahipsizken bu konuda öne çıkarak işe başlayabilir. Emre’nin Alanyaspor günlerine dönebilmesi için iki seçeneği var. Ya Hoca’nın verdiği şansı değerlendirecek -ki bu şansı herkes vermez- ya da tekrar bir Anadolu takımıyla süreklilik kazanacak.
- Oğulcan için sürekli aynı şeyleri yazmak istemiyorum. Formayı kaptı. Çok da güzel bir yol çizdi kendine. Şimdi zihinsel olarak da kendisini geliştirme çalışmaları yapması lazım. Bunu yaparsa bir üst basamağa tırmanır.
- Arda beni şaşırtmaya devam ediyor. Ceza sahasına çok rahat ve neredeyse yürüyerek giriyor. O’nun sayesinde diğer arkadaşları da ceza sahasına daha rahat giriyorlar. Üç sene futbol oynanamamış birisinin asist yapması, gol atması bile mucizeyken, takımın önemli bir parçası olması gerçekten büyük bir iş. Arda’ya olan tepkiler geçen sezon devre arasında O’na kapıyı kapatmıştı. Arda yarım sezon kendini güçlendirme çalışmaları yaptı. Belki de gelseydi sezonun baskısıyla da birlikte fiziksel olarak bu süreci kaldıramayacaktı. Bu gecikme bence her iki taraf için de hayırlı olmuş.
- Belhanda yine saç baş yoldurdu. İnsanlar diyor ki gösterebileceğin bir standart olsun. İki maç arasında siyah ve beyaz kadar fark olmasın. Bu kadar zıt oyunun karşılanacağı tek yer santrfor pozisyonu. Dersin ki bugün kötü gününde, çıkarırsın. Ama orta saha oyuncusu takımın sürekliliğini, yaptığı faulleri, kaç metre geriye, kaç metre ileriye koşacağını, göreceği kartları kısacası çok şeyi etkiliyor. Düşünsenize Taylan, Belhanda’nın yarısı kadar istikrarsız olsaydı takım ne hale gelirdi.
- Diagne bu takımın en çılgın ikinci oyuncusu. Aynı zamanda da hâlâ bonservis kazandıracak ve bu bonservisle yeni bir yol açabilecek iki-üç oyuncudan birisi. Onu parlatmalı ve bir değer haline getirmeliyiz. Bugün penaltı golleri harici en uzaktan gollerinden birisini attı uzun süre sonra. Darısı kafa golleri ve daha klas gollere.
- Bugün Kerem’in erken girmesi, derbi düşünülerek erken oyuncu değişiklikleri yapılması bence olumlu hamlelerdi. Ancak takımın en vazgeçilmez oyuncularının Taylan ve Marcao olduğunu düşünürsek korunacaksa ilk onlar korunmalı diye düşünüyorum.
Halis Özkahya
Uzun bir aradan sonra Galatasaray maçı yönetti. Maçın ilk anında gol gelince artık maçı batıramaz diye düşünüyorken skora rağmen skandal kararlara imza attı. Oğulcan’ın pozisyonunda gösterdiği olumsuz refleks gerçekten inanılmazdı. Bırak adam atağı sonlandırsın. Varsa bir sıkıntı zaten VAR devreye girecek. Ya Taylan’a üst üste sakatlığa yönelik yapılan fauller… Allahtan Fatih Hoca bu faulleri farketti de çıkardı. Yoksa Taylan’a yazık edilmesini seyredecektik.
Fatih Terim ve Transfer
Hoca maç önü ve maç sonu açıklamalarında “şanssız bir dönem, transferde hep zorluklarla uğraşıyoruz, transfer zor ama olursa istediklerimiz var.” gibi açıklamalar yaptı. Transferin ilk döneminde Etebo haricinde para harcamadıklarından bahsetti ki bu kısımda çok haklı. Ancak geçen sezonun ilk yarısındaki transferlerin geleceğe dönük hamleler yerine, günü kurtarmaya yönelik hamleler yapılmasının acısını çekiyoruz. Bu konuda yönetimin eksikleri kadar Hoca’nın da var. Ancak bizim yıllık kiralama bedellerine ödediğimiz rakamları başka takımlar bonservise harcıyor ve o oyunculardan değer üretiyor. Bu konuda artık bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Sadece çok para harcayarak transfer olmaz. Transferin başka yolları da var.
Fatih Hoca tarafından ismi zikredilen oyuncuları görünce de gerçekten korktum. Başakşehir takımı gözden çıkardığı Mevlüt’ü bize vermemiş takım. Şimdi İrfan’ı, Visca’yı bize hangi koşullarda verecekler. Bir de açıklanan isimleri düşününce gerçekten bizim hiç mi başka planımız yok diye korkuyor insan. Bu ligin dışında onlarca takım, binlerce oyuncu var. Biz neden hep aynı isimlere ve bu ligden isimlere dönüyoruz. Ligi iyi bildiği için aldığımız kaç oyuncudan fayda sağladık. Bunların olumlu örnekleri sadece Adem, Taylan ve Oğulcan’dır. Ki bu oyunculardan sadece Taylan’a, -o da cüzi bir miktar- bonservis ödedik. Para harcadıklarımız hep elimizde patladı. Anadolu takımlarını Galatasaray üzerinden zengin etmeyi ne zaman bırakacağız.
Sonsöz
Transfer mevzusu işin içine girdiğinde heyecan duymak yerine karnıma sancılar giriyor. “Acaba bu sefer kimi elimizde patlatacağız” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Galatasaray iki haftadır rakiplerinden önce oynayıp puan kaybediyor ve tüm haftamızı etkiliyordu. Bu akşam attığı yarım düzine gol derbi öncesinde hepimize moral oldu. Şampiyon olmak istiyorsak derbi kazanmalıyız. Özellikle Vodafone Arena’da seyircinin yokluğunu avantaja çevirmeliyiz. Galatasaray’la kalın, iyi haftalar…
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/
Transfer konusu 3 büyükler dediğimiz takımların tümü için problem spor yöneticisi yada menajerlik bilgisi düşük sadece parası olan yöneticilerin yaptığı hatalar kulüplerin büyük bütçeli transferler ile büyüklüklerini göstermeye çalışmalarından dolayı başarısızlık ike sonuçlanıyor. Terimin hep yokluklarda bu takımın başana geldik demesi bu çok manidar hep kendisi vardı takımın başında ve tüm transferleri kendisi yaptı. Gs tüm borcunun %80 kendisine ait transferlerdendir.
Terim çok transfer yaptı. Kusurları da var. Ama hâlâ sahada hesap verebilir pozisyonda. Asıl soru Aziz Yıldırım, Yıldırım Demirören, Fikret Orman gibilerinin nerede olduğudur. Bu sorular sorulmadan Fatih Terim’e soru sorma hakkı sadece Galatasaraylılardadır.