Yağmurun Bereketi

3 Mart 2018 Cumartesi

446

Yağmurun Bereketi

Hafta içi Karabükspor başkanının bazı tepki çeken açıklamaları oldu. Karabükspor gibi ligdeki konumu kesinleşmiş, kadro kalitesi ikinci devre itibariyle ligin en kalitesiz kadrosu olan bir takımın oyuncusu olsam; “Ah, başkan ne yaptın derdim.” Karabük’e olumsuz deplasman zincirini kırmaya ve 3 puan serisi oluşturmaya giden Galatasaray için ektsra bir motivasyon kaynağı da bu açıklamalar oldu. Sezonun en erken golü ve en farklı galibiyetine bu açıklamaların katkısı olduğunu düşünüyorum.

Maça dönersek;

Bu maça dair uzun teknik-taktik analizle sizleri çok boğmak istemem; ama Galatasaraylı oyuncuların iş ciddiyeti ve teknik, taktik disiplinlerine vurgu yapmak isterim. Ofans oyuncularından defans oyuncularına herkes maç 0-0 olmasa da maç 1-0 devam ediyormuş gibi oynadılar. Bu disiplinin Galatasaray’ın sağlam bir “konsantrasyon” halinde olduğunun göstergesi olduğunu düşünüyorum. Geçen hafta Bursaspor maçında başlayan ilk pozisyonu gole çevirme olayı, eski alışkanlıkların aksine yeni bir alışkanlık haline gelmiş gibi gözüküyor.Her maç devam edecek bu ciddiyetin Galatasaray’a şampiyonluğu getirecek anahtar olduğunu düşünüyorum.

Kısa Kısa

Nagatomo: Devre arası transferler çoğu zaman risklidir; çünkü genellikle ya sakatlıktan çıkmış ya oynamayan ya da disiplinsiz oyuncular kalır havuzda. Ama Nagatomo ikisi de değil; ne bir sakatlığı var ne de disiplinsiz. Aksine çok profesyonel bir oyuncu. İtalya maçlarını çok izleme şansım olmadı; ama sanırım O’nun ruhuna ve stiline uygun olmayan bir ligde oynamış olsa gerek ki ofansif ruhunu tatmin edecek sonuçlar alamamış. Ama Galatasaray ile güzel bir uyumu olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden öncelikle Galatasaray’ı tebrik ederim; bu koşullar altında böylesi doğru bir transfer yaptığı için. Nagatomo’yu da ayrıca bu kadar güçlü bir adaptasyonla Galatasaray’a katıldığı için kutlarım. Galatasaray’da kalır mı bilmem; ancak kalmasa dahi uzun yıllar “Galatasaray’da oynasam acaba ne olurdu” diye kendine soracağını tahmin ediyorum.
Mariano: Akhisarspor’la oynanan kupa maçındaki performansı görünce acaba “Mariano konusunda çok ısrar etmesek mi” diye düşündüm. Bu maç özelinde performansına dair olumlu sinyalleri güzel bir asistle süsledi. Son haftalarda bir yeni transfer katkısı verecektir.
Donk: Buraya her Donk yazdığımda Fatih Terim’i bir kutlayasım geliyor. Fernando gibi bir oyuncuyu kaybetmişken panik yapmak yerine taraftarın Tarık Çamdal’la yan yana yazdığı bir oyuncuyu kazanıp, takımın kilit oyuncularından biri haline getirmek herkesin başarabileceği bir şey değil. Eğer Donk ilk yarı sonunda çıkmasaydı bence Galatasaray frene bassa bile fark büyürdü. Sarı kartı olması ve Fernando’nun maç temposu kazanması açısından yapılan bu değişiklik Karabükspor’a yaramış oldu.
Feghouli: Son zamanların eleştirilen oyuncusu bugün zayıf Karabükspor karşısında 3 asist yaptı. En azından kendine güven kazanması adına bu maç önemli olmuştur. Ayrıca bu tarz maçlarda yapılan istatistiklerin değerli olduğunu düşünüyorum. Yarın öbür gün Galatasaray Feghouli’yi satmak istese iki haneli bir asist istatistiği oyuncunun fiyatını parlatacaktır.
Rodrigues: Her hafta O’nun hakkında aynı şeyleri yazmak istemiyorum, sadece ufak bir ekleme yapmak istiyorum; bu artan performansı görünce, Kadıköy’ün anahtarı olabileceği konusunda bazı hisler uyanıyor içimde.
Belhanda: Maç skoru artmışken bile istekli oyunu benim gözümde önemliydi. Tıpkı Feghouli gibi bu maçı moral için kullanıp gol atabilseydi O’nun adına iyi olurdu. Tabii ki bu iyi bir maç çıkardığı konusunun önüne geçmez. Tekrar Kadıköy deplasmanına gelirsek Belhanda’nın derbi maçtaki psikolojik taktiklere şimdiden hazırlanması gerektiğini düşünüyorum.
Fernando: Haftalar sonra forma giydi. İstekli; ama ürkekti. Fernando büyük bir tecrübe, mutlaka kendini bulacaktır. Bence Fatih Terim bugün bir yeni transfere daha kavuşmuş oldu.

Gomis

Gomis’e ne denir bilmem. Bu kadar iş ciddiyeti yüksek bir oyuncuyu Galatasaray’da görmek beni çok mutlu ediyor. Kariyerini hastalığının magazinel baskısı yüzünden istediği noktalara getirememiş olması O’nun adına üzücü. Galatasaray’daki serüveni bana Hagi’nin serüvenini andırıyor. Hagi her ne kadar Barcelona, Real Madrid formaları giymiş olsa da yeterince öne çıkamamış ve kariyerinin altın günlerini Galatasaray’da yaşamıştı. Tıpkı Hagi gibi Gomis’te kariyerinin altın günlerini Galatasaray’da yaşayıp hem gol krallığına hem de kupalara kavuşacak gibi gözüküyor. Bu yolda Gomis’e başarılar dilerim.

Mete Kalkavan

Bu skora bakıp hakem yazılır mı demeyin. Hafta içi derbi maçını izlemiş birisi olarak; Quaresma’nın atıldığı pozisyonun, sadece bir tane kartla geçiştirildiğini düşününce, bir serbest vuruştan iki kart çıkarmayı Mete Kalkavan adına bir “başarı” olarak gördüm. Sanırım diğer maçlara yatırım yapmayı bu maç özelinde yapılabilecek en uygun hamle olarak gördü. Ayrıca ikinci yarının hemen başında Feghouli’nin golünün ofsayt gerekçesi ile sayılmamasını pek iyi niyetle okuyamıyorum. Geçen hafta Nagatomo’nun bu hafta Feghouli’nin golünün sayılmamasının hala 0-0 ve tek farklı oyunlarda yapılabilecekler konusunda haberci olduklarını düşünüyorum. Galatasaray bu konuda uyanık olmalı.

Sonsöz

Fatih Terim futbolda hemen her konuda hırslı bir hoca; ancak Anadolu takımlarına karşı bir zaafı var sanırım. Yıllardır belli farklardan sonra vitesi düşürüyor. Bu konu bence değişmeli; birincisi rakiplere bir korku vermek adına, ikincisi son yıllarda deplasmanda her iki farkla öne geçen takımın üç-üç tezahüratlarına tepki adına. Bunu söylerken özellikle sert oynayarak kart ya da sakatlık riski almaktan bahsetmiyorum. Topa daha çok sahip olmak zaten demarolize bir takımı iyice bozardı. İkinci yarı daha fazla gol zorlanmadan gelebilirdi.

Geçen hafta “Şimdi Arkanıza Yaslanın” demiştim. Bu hafta da böyle moralli bir galibiyetten sonra herkes arkasına yaslanıp rakiplerin birbirine daha fazla hasar vermesini bekleyebilir. Sanırım Kadıköy’e kadar Galatasaraylı futbolcular rakip oyuncuların aksine diğer maçları çok daha rahat izliyorlardır. Herkese iyi hafta sonları dilerim. Bu siteyi takip etmeye devam edin.