Yeni Yönetim, Taraftar Güdüsü ve Transfer Dönemi

0
206

Herkese merhaba. Hem gündeme ilişkin hem de Galatasaray’a dair uzun süredir yazmıyordum. Yağmurlu bir günde, evin balkonunda bir yandan dışarıyı izleyip diğer yandan içinde bulunduğumuz süreci kendi penceremden değerlendirmek istedim. Bu yazıda Burak Elmas yönetimini, taraftar gözünden transferleri, transfere bakışımızı, sosyal medyayı, kronik sorunlarımızı ve takımın genel durumuyla ilgili izlenimlerimi aktaracağım.

Hepimizin bildiği gibi şampiyonluğu gol averajıyla kaybettik. Birçok faktör sebebiyle geçen yılı huzursuz geçirdik. Ona rağmen son ana kadar zirve yarışından kopmadık. Nihayetinde sezonu bitirdik ve seçim telaşına kapıldık. Mustafa Cengiz yönetimi birtakım değişiklikler yaparak seçimleri 19 Haziran’a erteledi ve bu süre zarfında ‘’istedikleri’’ adayı buldular. Başkan adayları seçim sürecini salgından ötürü daha çok dijital yayınlar vasıtasıyla sürdürdü. Başkan adaylıklarını çok önceden ilan edip hazırlıklara başlayanlar sosyal medyadaki taraftar kitlesinden daha çok kabul gördüler. Her bir aday çeşitli platformları kullanarak planlarını, projelerini ve vaatlerini sıraladı.

19 Haziran Cumartesi günü yapılan seçimlerde Burak Elmas ve ekibi, genel kurulun teveccühünü alarak Galatasaray’ın 38’inci başkanı oldu. 41 oyla seçimi kaybeden Eşref Hamamcıoğlu’nun, Burak Elmas’ı elinden tutarak sahneye çıkarması ve onu destekler nitelikteki şık hareketi milyonlarca Galatasaray taraftarını gururlandırdı. Büyük heyecana sahne olan seçimde taraftarın büyük bir kısmı Burak Elmas’ı destekledi.

Bunun sebebi Burak Bey’in projelerini erkenden açıklaması, yol haritası çizmesi, çeşitli sponsorluk anlaşmaları yaptığını duyurması, gençliği, dinamikliği ve Fatih Hoca’yla sıkı bir bağının olmasıydı. Taraftar için her şey çok güzeldi. Birkaç gün sonra Fatih Hoca’nın Florya’ya geleceği açıklandı. Takım artık emin ellerdeydi. Dışardan bakıldığında mutlu ve huzurlu bir Florya fotoğrafı rahatlıkla çekilebilirdi.

Taraftarlık Güdüsü

Bizler; sarı kırmızıya gönül vermiş, sporu seven ve her daim takımızla iç içe yaşayan taraftarlarız. Çoğu zaman amatör duygularla ve içimizdeki kör sevdayla düşünürüz gelişmeleri. Ancak bu durum son yıllarda biraz da olsa değişti. Özellikle Galatasaray taraftarı; transferlerde, seçimlerde vb. durumlarda daha sağduyulu ve daha gerçekçi bir perspektif geliştirdi. Oyuncunun maaşı, bonservis bedeli yahut kiralama ücreti gibi konularda kulübün lehine düşünmeye başladı. Bana göre de doğru düşünme şekli olan bu durum artsa da içimizde paraya pula bakmadan medyada ismi geçen her oyuncuyu takımda görmek isteyen bir kitle var. İşte bu kitle, çeşitli ‘’duyumcuların’’ iddia minvalinde ortaya attıkları isimleri duyarak beklentiye giriyorlar.

Takipçi sayısı fazla kullanıcıların, adeta bir istihbaratçı gibi davranarak çeşitli transfer dedikoduları türetmeleri içinde bulunduğumuz sürecin en çekilmez tarafı. İşin içine kurt menajerler de girince transfer dönemleri bir nevi ızdıraba dönüşüyor. Burak Elmas, 10 gün içinde transferleri bitirme vaadi vererek seçim havasına binaen konuşmuştu. Gerçekçi taraftar bunu o zaman da anlayabilmeliydi. Kaldı ki ben inanmadım.

Çünkü 10 gün içinde bütün transferlerin bitmeyeceği çok aşikâr. Biraz önce bahsettiğim duygusal kitle buna inanarak şu an beklentiye girmiş vaziyette ve ellerinde sopayla bekliyorlar. Hâlihazırda milyonlarca ödeme varken elimiz kolumuz bağlıyken bu kadar kısa sürede transfer yapabilmek çok ama çok zor. Ayrıca transfer tahtası 2 Temmuz’da açıldı. O yüzden yeni yönetime daha itidalli ve anlayışlı yaklaşalım. Birkaç hafta önce, seçilmeleri için çırpındığınız, tweet attığınız yönetimi iki haftada harcamayınız.

Sosyal Medya ve Gerçekler

Günümüzün en temel iletişim aracı olan sosyal medya artık birçok şeyi değiştirecek güce sahip. Bu, kimi zaman olumlu yansırken kimi zaman da olumsuz neticelere vesile olabiliyor. Galatasaray, sosyal medyada en etkin kulüp. Türkiye’nin en büyük kulübü olarak en çok taraftar da bizde. Bizler bu iletişim alanlarını elbette etkili kullanmalıyız. Ancak buradaki sanal havayla kulübün gerçeklerini karıştırmamalıyız. Galatasaray’ın kendi iç dinamikleriyle sosyal medyada klavye kahramanlığı yapanları ayırt edebilmeliyiz.

Gazeteci ya da muhabirlerin her haberine inanıp, sonrasında olumlu gelişmeler duyamayınca kızacağımız kişiler Galatasaray yöneticileri olmasın. Ortaya atılan her iddiayı doğru zannedip haberin yayılmasına fırsat vermeyelim. Çünkü transfer dönemleri her şeye gebedir ve negatif algı çalışmaları hayli çok yapılır. Doğru ve yanlışı ayırt edebilmek çok zordur. Bu noktadaki temel yaklaşımız ‘’Galatasaray’ın çıkarları’’ olmalıdır.

Kurumsal Değerlerimiz

Burak Elmas yönetiminin vaatlerinden biri de kurumsal kimliğimizi, marka değerimizi ve temsil kabiliyetimizi olması gereken yere çıkarmaktı. Önceki yönetim bu konuda son derece zayıf kaldığı için yeni yönetimin böyle bir vaadi oldu. Nitekim daha ilk günden hem iletişim hususunda hem de kurumsal hafızanın nitelikli kullanılması konusunda önemli adımlar atıldı. Yöneticiler görev süreleri boyunca sosyal medya hesaplarına kendi arzularıyla sınırlama getirdi.

Galatasaray’ın sosyal medya hesapları, YouTube kanalı ve GS TV daha doğru kullanılmaya başlanarak taraftarla ve kamuoyuyla doğru iletişim modeli geliştirildi. Bunların aksine şeffaflık adına olumsuz bir durum paylaşıldı. Galatasaray, artık KAP bildirimlerini belli bir rakamı aşınca yapacak. Onun dışında transfer, sponsorluk gibi konularda ayrıntılı bir KAP bildirimi yapılmayacak. Bu, şeffaflık adına son derece hatalı bir karar.

Futbol Takımının Durumu

Burak Elmas, seçilir seçilmez İmparator’u Florya’ya davet ederek taraftarın yüreğine su serpti. Galatasaray, onca sorunu varken bir de teknik direktör meselesiyle uğraşmak zorunda kalsaydı yeni sezon başlamadan bitebilirdi. Neyse ki Fatih Hoca, ‘’İlk günkü heyecanla’’ diyerek apar topar mabede geldi ve takımı hazırlamaya başladı. Böylece futbol takımı noktasındaki endişelerimiz büyük oranda bertaraf edildi. Sırada doğru transfer politikası var.

Hoca ile başkan birlikte hareket ederek gerekli transferleri yapacaktır. Dinamo Bükreş maçı ilk sınavımızdı. Teknik ve taktik birçok değişiklikle çeşitli varyasyonlar deneyen Fatih Hoca takımın genel vaziyetini gördü. PSV maçına kadar eksiklerin azami oranda giderilmesi teknik ekibin en önemli görevi. Ben Aytaç’ın performansını beğenmiştim. O bölgedeki forma rekabeti son derece önemli. Önümüzdeki iki hazırlık maçı daha var. Sürecin lehimize işlemesi en büyük temennimiz.

Kronik Sorunlarımız

Türk futbolunun elle tutulur birçok problemi var. Avrupa ile aramızdaki makasın bir süredir açıldığını hatta artık kapanmayacak seviyeye geldiğini dillendirmeye başladık. Başta mali sorunlar olmak üzere altyapı, tesisleşme, futbolcu yetiştirme, antrenör eğitimi; kurulların tarafgirliği, TFF’nin sorun çözmedeki yetersizliği, hakem eğitimi ve VAR’ın kullanımındaki eksiklikleri sayabiliriz.

Bu sorunları Galatasaray özelinde ele alalım. Altyapı konusunda en iyilerden olsak da yeterli düzeyde oyuncu çıkaramıyoruz. Çünkü oraya aktarmamız gereken kaynakları farklı şekillerde harcıyoruz. Örneğin U-19 takımımızın kendi ligindeki başarısından gururla bahsediyoruz. Ancak şu var ki İspanya millî takımının orta saha oyuncusu Pedri, henüz 19 yaşında ve bugün Avrupa Futbol Şampiyonasında yarı final maçına çıkacak. İşte tam da bu noktada aradaki zihniyet farkını görebiliyoruz. Süreklilik sağlayamadığımız düzenden fayda bulamayız.

Mali sorunlar çığ gibi karşımızda duruyor. Takım bütçesinin doğru yönetilememesi en büyük açıklarımızdan biri. Yüksek meblağlar başımızı ağrıtıyor. Giderlerimiz gelirlerimizin iki üç katı olunca borcun artması işten bile değil. Zaten Bankalar Birliği duruma el koydu. TFF çeşitli kıstaslar getirerek fuzuli harcamaların önüne geçmek istiyor. Yeni yönetimden beklentimiz kulübün mali reçetesini daha yönetilebilir hâle getirerek abartılı bonservislerden kaçınmalar ve maaş yükünü hafifletmeleridir. Gelir gider dengesi kademeli bir şekilde oluşturulabilirse önümüzdeki yıllarda borç sarmalından kurtulmayı ümit edebiliriz.

Yeni sezon hazırlıkları bu gelişmeler ışığında devam ediyor. Bir yandan transfer çalışmaları öte yandan kaynak arayışları yeni yönetimin bir numaralı gündemi. Bununla birlikte hukuki sorunları ve daha birçok problemi de çözmeye çalışıyorlar. Bizler taraftar olarak takıma ve kulübe destek vermeliyiz. Yapıcı eleştiri ve doğru üslup Galatasaray kültürüne yakışan tavırdır. Galatasaray’la kalın.

Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan

İletişim: 3numaraliuye.com

Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız